O kadar dünyevileştik ki lehimize olan her şeyi hakkımız sandık. Hak etmediğimiz şeyleri sahiplenmek için gayret sarf ettik. Hak etmediğimizi hak sandık.
"Gün gelir kişi sabah mümin, akşam kâfir olur" uyarısına muhatap olan nice insan var.
İmanına göre tavır alan değil, tavrına göre iman eden insan sayısı hayli çoğaldı. Her harama kendimizce bir çıkış kapısı araladık.
İman etmeyen veya nefsinin arzularını din edinen dalalet ehlini zaten saymıyorum. Onlar hem "dall", hem "mudill"dirler; yani hem "yoldan çıkmış", hem "yoldan çıkaranlar"dır.
Okyanusla yıkansalar temizlenemezler, illaki tertemiz bir niyetle tövbe etseler belki kurtulurlar.
Saadet asrında adamın biri binasını yükseltmiş, komşusunun güneşine ve rüzgârına engel olmuş. Bu durum Peygamber Efendimizin dikkatini çeker. Ve Efendimiz, asırlar ötesine ders ve rehber olacak şu cümleyi kullanır: "Sakın komşunun rüzgârına engel olacak şekilde binanı yükseltme. Komşunun...