Sevgili gençler! Sizi tanıyorum.
Biliyorum. Sizinle benzeşen ortamlarda büyüdük. İyi niyetli, alın
terine değer veren, mert, cesur, dindar, sevgi gösterene sevgi
gösteren, vicdanlı, aileye, Rabbine, namusuna, camiye, Kuran'a,
peygamberine, değer veren insanlar olduğunuzu biliyorum.
Böyle olmanız gerekmiyor mu?
Küçükken; Kuran kursuna, camiye, medreseye gider. Kuran
öğrenirdiniz.
Ufak tefek günahlar dışında günahtan kaçınırdınız. Haram paraya
tenezzül etmez, dostluğa, bir kahveye, bir selama çok değer
verirdiniz.
Sizin için Peygamberimiz Hz.
Muhammed (s.a.v.) ebedi önderdi, özlenecek insandı.
Namaz için camiye giderdiniz.
Tam olmasa da namazınızı kılardınız.
Tasavvufa ilgi duyardınız. Kuran'ı Kerim sizin için hayat iksiri
idi. Şu anda da biliyorum böylesiniz. Büyük çoğunluğunuz böyle.
Yoldan savrulmuşlar hariç.
Ama sonra ne oldu ki; birdenbire, dini değerler yerine size yabancı
olan bazı düşüncelerin aranızda yayılması için ortam
oluşturuldu.
Benim bildiğim, sizin için din; dilden, mezhepten, meşrepten,
ekmekten, tuzdan önce geliyordu. Çoğunuz için hâlâ öyle.