Kin ve nefretin yaygınlaşması için algı operasyonu yapanlara uyuyor, itibarsızlaştırma operasyonunun işçileri oluyoruz. Dinin yükselen bir değer olmasından rahatsız olanlar her türlü yalanı meşru görüyor. Bu tür maskaralıkları fark edip, bu çağdaş fitneden uzak durmak lazım
Maddeleşen bir dünyada yaşıyoruz. Hoyratça savunuyoruz. Gözümüzün
önünde altın, dolar, euro, Türk lirası perde yapmış. Televizyonda
sunucu haber sunuyor aklımızda olan sunduğu haber değil, acaba ne
kadar kazanıyor sorusu? Karşıdan gelen adamı görüyoruz aklımızdan
olan acaba evindeki perde hangi firmadan? Gülümseyen birini
görüyoruz aklımızda acaba bankada ne kadar parası var sorusu? Böyle
uzayıp gidiyor. Camide, radyoda veya televizyonda konuşan hatibi
görüyoruz. Anlatacağına bakacağımıza acaba ne kadar kazanıyor
sorusuyla meşgul oluyoruz. Kazanıyor veya kazanmıyor bizi neden
ilgilendirsin demiyoruz. Tüccarın ne kadar kazandığına, bakıyoruz,
ama helal mi, haram mı hiç bakmıyoruz. Öyle isteniyor çünkü. Liste
uzayabilir. Aslında iç âlemimizi bozmaya çalışan, kalplerimizi
kaydırmaya çalışan, fesad, kurgucu, tetikçi mihraklar ne istiyorsa
onu düşünüyoruz.