Kur'an-ı Kerim, anlamak isteyenler için çok çarpıcı bir ifadeyle
uyarıda bulunuyor: "Bilmediğin şeyin ardına
düşme. Çünkü göz, kulak ve kalp hepsi
sorumludur" (İsra 36). Göz günahı gözlüyor,
özlüyor ve pişkin pişkin izliyor. Mahreme, kalbe, iffete göz dikmiş
göz, günahkâr ve asi gözdür. Kendisine ateşin dokunacağı göz bu
türden gözdür. Bizler gözün günahı olarak sadece "harama
bakma"yı bildik. Nice asi, yoldan çıkmış ve sınırı aşan
göz var ki hiç düşünülmedi.
Kulak da sorumlu. Haramı, mahremi, kendisini ilgilendirmeyen her
şeyi dinleyen kulak, yaradılışının dışına çıkmış kulaktır. Öyle ya;
kulak Kur'an, zikir, hayır ve iyilik sözlerini dinlemek için
yaratılmışken haddini aşabiliyor. Bu kulak ve sahibi sorumludur.
Kalp de şaşkın. Rabb'ine dönecekken kıblesini, gayesini şaşırıyor.
Başka şeylere, dünyevi aşklara, zevklere kendini ram ediyor.
Bu ayette kınanan her organ; mahreme dokunma yönüyle de ele
alınmış.