Dini alanda iki bakış tarzı, tarih süresince İslam'ı anlatmak
konusunda kendini yetkin görmüştür. Bu anlayışlardan birine göre,
Kur'an-ı Kerim dışında itibara alınacak ve bizi bağlayacak herhangi
bir kaynak yoktur. Onlar Kur'an-ı Kerim'e bakar ve o kitaptan
anladıklarını anlatırlar. Burada ayeti ayetle tarife çabalarken
eski kabulleri önemsemez, kendi akli kabullerini öne alırlar. Ne
anlıyorlarsa o doğrudur.
Bu düşünce sahibi olan akım, tarih boyunca farklı renklerde ortaya
çıkabilir. Söylemleri sert ve katı -radikal- olabilir. Çünkü
akıllarını hakem edinirler. Bunlar Hz. Peygamber'in sözlerini,
Kur'ani yorumlarını, sahabenin sözlerini, tarihi okumaları ve
süreci karmakarışık bir bakışla reddederler. En azından işin
merkezine koymazlar. Hz. Peygamber'e daha temkinli yaklaşanlar olsa
da bu akımın genel karakteri Kur'an'ın dışında her şeyden
soyutlanmalarıdır.
Tabii bu akımın önünde Kur'an'ı doğru anlama noktasında karanlık
noktalar vardır. Mesela; 23 yıllık tarihi süreç, bu süreçte inen
sure ve ayetler, Mekki ve Medeni ayetler, ayetlerin önce ve sonra
inenleri, bu ayetlerin hayata tatbikatı, Kur'an'da yer almayan
teferruat, tatbikat neye göre seslendirilecek? Neye...