Dinin alanı ile bilim ve teknolojinin alanını bazen
karıştırıyoruz. Din ve vahiy hakkında yeterli bilgi sahibi olmayan
bazı kişiler, kutsal kitaplarda matematik, astronomi ve müspet
bilimlerle ilgili naslar ararlar. Onlara göre din, mesela
dinozorlardan bahsetmiyorsa veya tarihi şahsiyetlerin tümü hakkında
kronolojik bilgi vermiyorsa ortada bir eksiklik vardır. Din ile
tarih, coğrafya, matematik ve diğer ilim dalları arasında noktasal
bir ilgi bekliyorlar. Bu kişiler ne dini tam anlayabiliyorlar ne de
bilimin ne istediğini. Ortada bir kaos ve karışıklığın olduğu
yadsınamaz. O halde dinin kapsamını hızlıca hatırlayalım.
Din, Allah'ı tanıtır. Yaradılışın payesini anlatır. İnsanı
tanımlar. İyi ve kötüyü tanımlar. Erdemi tarif eder. Hangi
davranışların meşru ve kabul edilebilir, hangilerinin sorunlu
olduğunu listeler. Kısacası insana hedef verir. Yaşansın diye
yaratılan evreni manevi virüslerden arındırmaya çağırır.
Bilim ise insana yaratılmış olan evrende yaşam kolaylığı ve konforu
sunar. Eşyayı daha yakın tanıtır. Dinin alanına girmez, daha
doğrusu oradan sorumlu tutulmaz. Bilimsel her çalışma, hayata
sunulmuş bir hediye gibidir. Güncel bir örnekle tanımlayalım. İki
yıl...