Nihat Hatipoğlu Sabah Gazetesi

Dini otorite boşluğu

İslam alemi ulemasına, yığınla akademisyenine, dini alanda gayret eden yüzbinlerce önderine rağmen ciddi bir otorite boşluğu yaşıyor. Böyle bir boşluk ulemanın veya benzeri faaliyet erbabının yetersizlik veya...

27 Eylül 2019 | 183 okunma

İslam alemi ulemasına, yığınla akademisyenine, dini alanda gayret eden yüzbinlerce önderine rağmen ciddi bir otorite boşluğu yaşıyor.
Böyle bir boşluk ulemanın veya benzeri faaliyet erbabının yetersizlik veya cehaletinden kaynaklanmıyor.
Ümmet ile davetçilerin arasında henüz yaygın ortak bir payda veya dil ittifakı oluşmamasından dolayı bu belirsizlik henüz aşılamadı.
Bunun binlerce sebebini sayabilirsiniz.
Bölgesel farklılıklar, kırılmalar, umut yitirilmeleri, önceliklerin ihmal edilmesi, problemlerin iyi okunmaması, davetçilerin -ilahiyatçılarınbatılı oryantalistlerin psikolojik baskısından kurtulmak için reddi mirasa başlamaları, kompleks, samimiyet zaafiyeti, ihlasın kaybı ve dahası.
Ancak gözden uzak tutulan en önemli problem bence merkeze almamız gereken ortak paydayı ıskalamamızdır.
Nedir bu ortak payda. Veya ne olması gerekir. Biz otoriteyi fetvalarımızda, absürt yorumlarımızın bizi taşıdığı tanınmışlıkta, aykırı fikirlerde aramaya çalıştık. Halkın kilitlendiği nokta da budur.
Bir çocuk babasını bir öğrenci öğretmenini örnek alır yola çıkarken veya yolu düşünürken. Bir ümmet de peygamberini örnek alır ve dünyayı O'nun gözünden okur. Çünkü netice itibariyle iman eden bir varlıksak eğer, iman ettiğimizi yaşam haline getirmekle yükümlüyüz. Biz iman edenler böyle düşünüyoruz. Örnek payda, rol model, üsve-i hasena (güzel örnek), sözü dinlenir, yoluna yoldaş olunur örnek peygamberden başka kim olabilir.
İslam alemi dini hayatında dini geleceğini din önderlerine, imamlarına, dini liderlerine, mürşit ve şeyhlerine göre düzenliyor. Tanzim ediyor. Herkes kendi sevdiğinin penceresinden görüyor, tabi olduğunun irfanından faydalanıyor.
Onun gör dediğini görüyor, görme dediğini görmüyor. Sevgisini veya sevgisizliğini buna göre dizayn ediyor. Peki yanılıyor mu?
Müştekim, doğru, samimi, dürüst ve bilgisi emin olan kişiyi rol model alacaksa problem yok. Yok da ya bunu bulamazsa ve daha da felaketi, ya dürüst ve doğru bildiği yanlışsa ve o da bunu ayıramıyorsa. İşte felaket burada duruyor. Fırtına burada kopuyor.
Örnek alma noktasında tevhidi sağlamanın yolu; Hz. Resulullah (s.a.v.)'i merkeze alıp onun zaviyesinden dünyayı ve ahireti okumaktır. Bunun dışındaki tercihler maalesef boşluğumuzu derinleştirir.
Zaten alenileşen hadis düşmanlığının altında Hz. Peygamber (s.a.v.)'in mirası ve yaşamını inkarı projesi yattığı içindir ki, bu faaliyet dolu dizgin destekleniyor.
Dini alandaki otoriteyi Batı dünyası Papa'nın ruhani söylemleri, toplu dualar ve manevi hava katılmış ritüellerle uhrevileştirmeye, haylice sarsılmış iman eksenini en azından yitirmeme gayreti içinde çabalarken; İslam alemi olarak önümüzdeki emsalsiz siyreti ve asrı saadet örnekliğini, Hz. Resul'ün eşsiz ahlakını nasıl oluyor da göremiyoruz doğrusu hayret ve dehşet içindeyim. Sudaki genç balığın, yıllanmış balığa 'su nerede acaba' diye sorması kadar garip değil mi sizce...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Dindarlık zayıflıyor mu? 15 Kasım 2024 | 290 Okunma Büyük yazar Victor Hugo’dan Hz. Muhammed şiiri 08 Kasım 2024 | 409 Okunma Vefasız insanlar olduk 01 Kasım 2024 | 74 Okunma Mısır’dan izlenimler 25 Ekim 2024 | 190 Okunma Kendimizi sorgulayalım 18 Ekim 2024 | 130 Okunma