İbrahim bin Edhem'i bilirsiniz. Belh şehrinde padişahlık
yaparmış.
Bir gün yatağında yatarken damda gürültü duyar. Merakla dama çıkar.
Gürültü çıkarana hesap soracaktır.
Damda dolaşan birini görür.
İbrahim bin Edhem, kızgınlıkla sorar: "Damda ne arıyorsun?"
Adam cevap verir: "Devemi kaybettim, devemi arıyorum."
İbrahim Edhem sinirle sorar: "Be akılsız adam damda deve ne
arar?"
Damdaki adam sakince cevap verir: "Devenin damda bulunmayacağını
biliyorsun da yüce Allah'ın atlas-ipek döşekte bulunmayacağını
bilmiyorsun İbrahim Edhem. İpek döşeklerde Allah aranmaz."
Denir ki bu hadise İbrahim bin Edhem için dönüm noktası olur. Her
şeyi bırakır. Kendisini yüce Allah'a adar. 9 yıl halvet hâli yaşar.
Herkesten uzaklaşır. Çalışır, yük taşır. Yarısını fakirlere,
yarısını kendi ihtiyacına harcar.
'DUALARIMIZ KARŞILIK GÖRMÜYOR'
İşte bu zata Belh şehrinde halk bir gün sorar:
"Ey Allah'ın dostu! Neden yaptığımız dualarımız kabul olmuyor?
Yaptığımız dualar karşılık görmüyor?"
İbrahim bin Edhem halka cevap verir:
"Çünkü siz Hakk'ı bilir ama emirlerini dinlemezsiniz.
Hz. Peygamber'i bilir ama sünnetiyle amel...