Yıllarca İslam'a hor bakıldı. Kızların başörtüsü problem oldu.
Kur'an-ı Kerim öğretilmesi yadırgandı. Dini toplantılar takibata
uğradı. Okullarda sağlıklı bir din eğitimi verilmedi. Vatandaş
devletinden uzaklaştı. Kuşkuyla baktı. Öyle zamanlar yaşandı ki,
resmi kıyafetle bir görevli korku sebebi oldu. Millet içe çekildi.
Gardını aldı. Evladının dini eğitimini sağlama almak istedi.
Rahmetli babam beni İmam Hatib'e onun için göndermiş. Dinimi
öğreneyim diye... Aslında yine devletin okulunda ama daha güvenilir
bir ortamda.
Kimisi evladını Kur'an kurslarına gönderdi. Kimisi kapsamlı din
eğitimi veren medreselere, kimisi hafızlık yapsın diye hafızlık
eğitimine gönderdi.
Kimisi daha yeni yeni palazlanan özel okullara. Aslında milletin
derdi çocuğum dinini öğrensindi. Allah'a millete hizmet etsindi.
İmam Hatip okulları, Kur'an kursları, medreseler, hafızlık
merkezleri ve benzeri eğitim müesseseleri bu iyi niyeti istismar
etmedi. Çocukları vatanına, dinine bağlı bireyler olarak
yetiştirdi. Emanete ihanet etmediler.
Ama günümüzü meşgul eden imanımızı sömüren, ortalığı perişan eden
Paralel Yapı, diğer radikal hareketler, terör örgütleri ve ırkçı
oluşumlar gibi yapılar çocuklarımızı çaldılar. Emanete ihanet
ettiler. Onlara dinlerini Allah için öğreteceklerine kendilerine
kul ve köle olmaları için öğrettiler. Canlı bomba olsunlar, silahlı
örgütlerin maşası olsun diye yetiştirdiler. Elbette bu işin ahiret
hesabı var. Terazisi var. Sıratı var. O gün insanoğlu çok
daralacak. Bütün dost bildikleri onu terk edecek. Orada pişmanlık
hiç fayda sağlamayacak. Bütün niyetler ortaya serpilecek. Elini
yüreğine koy, aynaya bak, samimiyetini sorgula, zaten O
sorgulayacak.
"Babam ve annem sana feda olsun"
Müslüman olduğunu söyleyen bir diğerine bir Müslüman'a "babam annem
sana feda olsun" diyemez. Zira baba ve anne hakkı arkadaş, dost,
hoca, şeyh, mürşid hakkından daha öncedir. Bunu bilmeyen cahildir.
Din fukarasıdır. Bu özelliklere sahip olmayana söylemek ise, hem
cehalet hem yalan ve hem de iftiradır.