Önder, yani rol modellerin tek tek tarihe gömüldüğü bir dünyada
yaşıyoruz. Mevsimlik parlatılmalar bir müddet sonra kendine zemin
bulamıyor, toz gibi dağılıyor. Zehirledikleriyle baş başa kalıyor.
Nasibine ne düşüyorsa, onunla düşümü tamamlıyor. Kabarık egolar,
bencillikler insana düş kırıklığı armağan ediyor. İnançlar akıl ile
teslimiyet arasında bir anaforda yalpa yapıp duruyor.
Huneyn günü Müslümanlar dağıldığında Hz. Peygamber'in önderliğini
yaptığı cemaatin bu hâlini görenler, "Artık bu ordu bir daha
toparlanamaz" demişlerdi. Gün geldi o ordu denizi de, okyanusu da
geçti. Viyana'ya kadar yürüdü, Balkanlar'ı baştan başa katetti,
neredeyse Roma'ya dayanacaktı.
Dünün, bugünün veya yarının şaşkınları hâlâ bunun intikamını almaya
çabalıyorlar....