Kalbin hastalıklarından biri olan hased, bir kimsenin elindeki
nimetin yok olmasını istemektir. Allah Resulü (sav): "İman ile
hased bir kulun içinde yerleşmez" (İbn-i Hibban, Beyhaki) buyurarak
hasedin mümine yakışmadığını ifade etmiştir.
Hased yalnızca günaha sebebiyet veren bir kalbi hastalık olmayıp,
aynı zamanda sahibinin iyi amellerini de ortadan kaldırır. Konuyla
ilgili bir hadisi şerifte şöyle buyrulmaktadır: "Ateşin odunu yiyip
bitirdiği gibi, hased de iyilikleri yer bitirir." (Ebu Davud, İbn-i
Mace)
İbadetleri ifsad eden, insanı günaha iten hased, İslam'ın şiddetle
yasakladığı, kişinin hem dünyada, hem de ahirette felâkete
uğramasına sebep olan bir duygudur.
İbadetleri ifsad eden, insanı günaha iten hased, İslam'ın şiddetle
yasakladığı, kişinin hem dünyada, hem de ahirette felâkete
uğramasına sebep olan bir duygudur.
Başkasına verilen nimeti çekemeyen insanlar, kalplerinde boş yere
tasa ve keder taşırlar. Çünkü duydukları üzüntüyle hased ettikleri
nimet azalmaz ya da kendilerine verilmez. Böylelikle hased eden
muradına eremez ve Allah'ın yardımına nail olamaz. Hased sahibi hem
dünyada sıkıntı ve keder içinde yaşar hem de ahirette büyük bir
kayba...