Cevabı aranan soru bu. Kimlerin temsil ettiği, yazdığı, aktardığı veya anlattıkları din gerçek dindir? Hangisi ise batılla karıştırılmış, bid'at ve hurafeye bulaştırılmış bir anlayıştır. Cevabında zorlanılan bir sorudur bu. Çünkü tarih sahnesinde yer alan en sapkın ve uç anlayışlar bile kendilerini gerçek din olarak takdim etmiş, karşıdakilerini uydurulmuş din saymışlardır.Uyduruk ve ısmarlama din peşinde olanlar çoğu kez, sahih olan anlayışa, uyduruk, uydurulmuş, atalardan gelen, şirke bulaşmış din olarak bakmışlardır. Bu işin doğrusunu nasıl anlayacağız. Dilerseniz, olaya şöyle bir açıdan bakalım:
Bir gün el Emin ortaya çıktı
1400 sene önce. Bir gece, Mekke'de güvenilir olarak bilinen,
el-Emin ismini almış, hayatı boyunca şiirle, yazıyla, liderlikle
başka dinlerle meşgul olmamış tam aksine çobanlık yapmış, ticaret
yapmış ve sıradan ama saygın bir hayatı olan Abdullah'ın oğlu
Muhammed (s.a.v.) ortaya çıktı. Ve "Yüce Rabbim beni görevlendirdi.
Cebrail bana vahiy getirdi. İşte Allah'ın ayetleri bunlardır" diye
buyurdu. Sonra birbiri ardınca ayetler indi. İkra, Duha, İnşirah,
Müddessir, Müzzemmil bu dönemin sarsıcı sureleridir. Derine nüfuz
eden bu çağrılar Mekke'nin bütün ufkunda büyük depremler
oluşturdu.
Ve Yüce Peygamber konuştu