Yüce Rabbimiz, Hz. Peygamber (s.a.v.)'e dünya hayatında özel
bazı ayrıcalıklar vermiştir ki, O'na inen vahye sadakatle
bağlanalım. Bunlar dünyevi birer nişandır. Ahiretteki büyük
dereceye de işarettir.
1- Bütün peygamberlerden Efendimiz (s.a.v.)'e iman etmeleri ve
ikrar etmeleri için söz almıştır. Eğer hayatta iseler. Hayatta
olmadıklarında ümmetleri Hz. Resul (s.a.v.)'i doğrulamak
zorundalar.
2- " Hani, Allah peygamberlerden, "Andolsun, size vereceğim her
kitap ve hikmetten sonra, elinizdekini doğrulayan bir peygamber
geldiğinde, ona mutlaka iman edeceksiniz ve ona mutlaka yardım
edeceksiniz" diye söz almış ve, "Bunu kabul ettiniz mi; verdiğim bu
ağır görevi üstlendiniz mi?" demişti. Onlar, "Kabul ettik"
demişlerdi. Allah da, "Öyleyse şahid olun, ben de sizinle beraber
şahit olanlardanım" demişti." (Ali İmran, 81)
Yüce Allah'ın bu ayette geçen; 'Ben de sizinle beraber şahit
olanlardanım' ifadesi Hz. Peygamber (s.a.v.)'e verilen değeri
gösterir.
3- Hz. Peygamber (s.a.v.) dedesi İbrahim'in duasıydı.
"Rabbimiz! İçlerinden onlara bir peygamber gönder; onlara
âyetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları her
kötülükten arındırsın. Şüphesiz, sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve
hikmet sahibisin." (Bakara, 129)
4- Kardeşi Hz. İsa'nın müjdesiydi. "Hani, Meryem oğlu İsa, "Ey
İsrailoğulları! Şüphesiz ben, Allah'ın size, benden önce gelen
Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir
peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim" demişti.
Fakat (İsa) onlara apaçık mucizeleri getirince, "Bu, apaçık bir
sihirdir" dediler." (Saff,6)
5- Bütün peygamberlere İsra, Mirac gecesi imamlık yapmıştır.
(Müslim, İman, bab:172; hd: 278)
6- Kitap ehli (Yahudi ve Hristiyanlar) hem O'nun peygamber olduğunu
ve hem de son peygamber olduğunu biliyorlardı.
"Kendilerine ellerindekini (Tevrat'ı) tasdik eden bir kitap
(Kur'an) gelince onu inkar ettiler. Oysa, daha önce (bu kitabı
getirecek peygamber ile) inkarcılara (Arap müşriklerine) karşı
yardım istiyorlardı. (Tevrat'tan) tanıyıp bildikleri (bu peygamber)
kendilerine gelince ise onu inkar ettiler. Allah'ın lâneti
inkarcıların üzerine olsun." (Bakara, 89)
"Onlar, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de yazılı buldukları
Resûle, o ümmî peygambere uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği
emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri
helal, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri
ve zincirleri kaldırır. Ona iman edenler, ona saygı gösterenler,
ona yardım edenler ve ona indirilen nura (Kur'an'a) uyanlar var ya,
işte onlar kurtuluşa erenlerdir." (Araf, 157)
"Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (Peygamberi) oğullarını
tanıdıkları gibi tanırlar. Böyle iken içlerinden bir takımı bile
bile gerçeği gizlerler." (Bakara, 146)
7- Peygamberlerin sonuncusuydu. 'Muhammed sizin erkeklerinizden hiç
birinin babası değildir. Fakat O, Allah'ın Resulü ve peygamberlerin
sonuncusudur. (Ahzab, 40)
8- Peygamberimiz diğer peygamberlere kendi ümmetlerinden daha
yakındır.
"Şüphesiz, insanların İbrahim'e en yakın olanı, elbette ona
uyanlar, bir de bu peygamber (Muhammed) ve mü'minlerdir. Allah da
mü'minlerin dostudur." (Ali İmran, 68)
9- Peygamberimiz müminlere kendilerinden daha önceliklidir.
"Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini
beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber'in evlerine girmeyin,
çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet
için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber'i rahatsız
etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği
söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz
zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin
kalpleriniz ,hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah'ın
Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını
nikahlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu Allah katında
büyük bir günahtır." (Ahzab, 53)