Yeniden bir temizlenme ve arınma dönemi yaşamalıyız. Tek akıl, tek vicdan, tek ses ve tek yürek olmalıyız. Merhametten vazgeçmemeliyiz
Hz. Peygamber (s.a.v.), "Ben güzel ahlakı tamamlamak için
gönderildim" buyuruyor.
İnsanın vicdanında var olan ama örselenmiş güzel ahlakı tamamlamak
için. Demek ki, eksikler var. Bugün o eksikler daha da belirgin.
Yeniden bir temizlenme, arınma dönemi yaşamalıyız. Yüreklerimizi,
saflarımızı sıklaştırmalıyız. Birbirimizi sevmeliyiz. Tek akıl, tek
vicdan, tek ses ve tek yürek olmalıyız.
İnsanlığın onurunu korumak için.
Ellerindeki kutsalları değiştirenlere, gönüllerinden "sevmek,
merhamet etmek ve insan olmak" kavramlarını çıkarmış olanlara,
görmeyenlere veya bu kutsalları göremeyenlere denecek fazla bir şey
yok maalesef.
Hz. Ebu Hureyre (r.a.) anlatıyor: "Resulullah (s.a.v.) ilk turfanda
meyveyi gördüklerinde o yemişi yanındaki en küçük çocuğa
verirdi.
(Müslim, Hacc, 85) Önce çocukları sevindirirdi.
Bir harbin sonunda vurulmuş bir çocuk gördü.
Kimin vurduğu belli değildi. Çocuk kimdi, belli değildi. O gün,
bütün bir gün Hz. Peygamber (s.a.v.) mübarek ellerini göğe çevirdi
ve "Ya Rabbi, ben bu çocuktan dolayı sana yöneliyorum.
Muhammed'in bundan haberi yoktu. Muhammed bundan razı değildir.
Muhammed bu günahtan habersizdir."
SAVAŞTA BİLE AHLAKLI VE NAZİKTİ
Mazlumun, mağdurun, çocuğun dini ve ırkı sorgulanmaz ve sorulmaz.
Onun yanında olunur, karşısında olunmaz. Kanı dökülmez, kanı
dindirilir.
Gözü yaşartılmaz, gözyaşı dindirilir. Hiçbir kutsal 'çocuk öldür',
diyemez. Medeni dünya bundan ne kadar uzakta!
Savaşmak zorunda olan ashabına -Hz. Ali'yetalimat veriyordu. "Kadın
öldürmeyin, çocuk öldürmeyin, yaşlı öldürmeyin, kilise yakmayın,
yeşillikleri koparmayın." Dünya bu ilkelerden ne kadar uzakta!
Dünya bu güzelliklere ne kadar da yabancı düşmüş. Bir yanda medeni
olduğunu, nazik olduğunu fısıldarken öte yanda ölüm kusanlara
tebessümle bakanlar.