İnsandaki canlılık ruhla sağlanır. Bu nedenle de ölüm aslında
ruhun değil, vücudun ölümüdür. Ölüm dediğimiz olay, ruhun vücuttan
alınmasıdır. Vücuttan alınan ruh melekler tarafından teslim alınır.
Kişi iyi bir insansa ruhunu 'rahmet melekleri' teslim alırlar. Onu
semanın en üst noktalarına doğru götürürler. Ölen kişi kötü bir
insansa 'azap melekleri' onu teslim alırlar ve yerin alt
tabakalarına doğru taşırlar.
Kişi mezara konulur. O esnada mezarın başındaki hoca telkin denilen
uygulamayı yapar. Telkin, mezardaki kişiye iman ile ilgili
hakikatleri hatırlatmak anlamında yapılan bir duadır. Telkin
geleneksel bir uygulamadır. İslam âlimleri bu usulün kullanılmasını
tavsiye etmişlerdir. Hanefiler bunu meşru görürler. Şafiiler ve
bazı Hanbeli fıkıhçıları ise bunu müstehap sayarlar. Telkin her ne
kadar hadis kitaplarında yer almasa da ders verici bir uygulamadır.
Hem yaşayanlar için ve hem de ölmüş olanlar için. Telkin okunurken
ölüyü gömenler yavaş yavaş mezarlığı terk ederler. Orada hoca ile
birkaç kişi kalır. Peki, okunan telkini ölü duyar mı? Allah dilerse
elbette duyar, Allah dilemezse kimse ölüye bir şey duyuramaz.
ÖLÜ KENDİNİ BİLİR