Hz. Peygamber (s.a.v.)'in vefatından sonra yerden ot biter gibi
yalancı peygamberler türedi. Dinden çıkış hareketleri çoğaldı. Hz.
Ebu Bekir hilafetinin ilk yıllarında bu belayla uğraştı.
Bu yalancı peygamberlerin bir kısmı:
-Esvedü'l ansi (Yemende ayaklandı. Peygamberimiz (s.a.v.) hayatta
iken öldürüldü.)
-Tuleyha (Esedoğullarından. Sonra tövbe edip Müslüman olarak şehit
oldu.)
-Museylimetu'l-Kezzab (En güçlü orduyu toplayan yalancı
peygamberdi. Savaşta Hz. Vahşi tarafından öldürüldü)
-Secah (Yalancı kadın peygamber, sonradan tövbe etti.)
-Abhele (Günümüzdeki dinsiz hokkabazlara benzeyen bir
şarlatan)
-Muhtar es-Sakafi (Kafası karışık bir adam. Sonra peygamberliğini
iddia etti.
-Haris el Kezzab (Yalancı peygamber. Mervan zamanında
öldürüldü.)
Aslında Hz. Peygamber (s.a.v.) bu konuda uyarılarda bulunmuştur.
"Ümmetimden 27 tane yalancı Deccal çıkacak. Onlardan 4'ü kadındır.
Ben ise peygamberlerin sonuncusuyum. Benden sonra peygamber
yoktur.
Başka bir hadisinde de şöyle uyarmıştı:
Otuza yakın yalancı peygamber (Deccal) çıkmadıkça Kıyamet kopmaz.
Bunların hepsi peygamber olduklarını iddia ederler. (Müslim,
İmaret, 170: Ebu Davud, Fiten, (4252. Hd) Tirmizi, Fiten
(2203,2220,2230)
Bilindiği gibi Hz. Ebu Bekir hem yalancı peygamberlere ve hem de
dinden çıkmış insanlara karşı meşhur 'riddet' savaşlarına
girişti.
Zorlu bir süreç Hz. Ebu Bekir'in toleranssız çıkışıyla sonuç aldı.
Hatta; İslamın her hükmünü uygularız ama 'zekat
vermeyiz' diyenlere karşı sahabenin itirazına rağmen savaş
açmıştı. Hz. Ebu Bekir, dinin emirlerinin faziletini tartışmam
diyordu. Hz. Peygamber (s.a.v.) döneminde devlete ödedikleri bir
devenin yularını ödemezlerse onlarla savaşır- görüşündeydi.
Gevşekliğe müsaade etmezdi. Bu hususta Hz.Ömer'den de daha sert
davranmıştır. Sonraki döneme: Hz. Ömer toz-dumanı sıyrılmış bir
idare bıraktı.