Mahşer yerine (kıyamette) peygamberler getirilirler. Kiminin
yanında 1-2-3 veya daha fazla kişi vardır. Kimi daha da kalabalık.
Allah (CC) peygamberlere sorar: "Ümmetinizi uyardınız mı? Tebliğ
ettiniz mi?" "Evet" der peygamberler. Bu sefer Allah (bilmesine
rağmen) ümmetlere sorar: "Size peygamberleriniz hakikaten
anlattılar mı?" Ümmetler yalan söylerler: "Biz onları hiç
görmedik."
Allah, peygamberlere sorar: "Peki dini tebliğ ettiğinize dair
deliliniz var mı?" Onlar, "Muhammed Peygamber'in kendisi ve ümmeti
aramızda hakem olsun. Delil onlardır" derler. İşte bu arada İslam'a
iman etmiş sadıklar çağrılıp sorulur: "Bu Peygamber veya
peygamberler, ümmetlerine dini tebliğ ettiler mi?"
İslam ümmeti (yani Müslümanlar), "Evet, peygamberler yalan
konuşmazlar" derler.
Müslümanlara sorulur: "Sizin deliliniz nedir? Onlar da şöyle cevap
verir:
"Bizim delilimiz Hz. Peygamber'dir. O, bize Kur'an'ı iletti.
Kur'an'da da peygamberlerin ümmetlerini uyardıkları yer alıyor.
Allah buyuruyor ki: 'Siz doğru şahitlersiniz.' Sonra şu ayet bu
hakikati anlatıyor: Böylece, sizler insanlara birer şahit (ve
örnek) olasınız ve Peygamber de size bir şahit (ve örnek) olsun
diye sizi orta bir...