İsrail'in Gazze'deki bir hastaneyi bombalaması ve neticede
yüzlerce kişinin hayatını kaybetmesi sıradan bir vahşet değildir.
Bu kurgulanmış, planlanmış, cesaretle atılmış bir adımdır. Ve
elbette başka ülkelerin tahriki ve sınırsız desteği olmasaydı asla
kalkışılamayacak bir hareketti. Kudüs ve Mescid-i Aksa'da her cuma
ve mukaddes günlerde Filistin halkına reva görülen saldırılara
maalesef alıştık. Ama bir hastanenin, yani sadece sivillerin,
hasta, yaşlı ve çocukların tedavi gördüğü bir mekânın, savaşın en
acımasız periyotlarında dahi asla başvurulmamış bir saldırganlıkla
yok edilmesi kolay yorumlanacak bir olay değildir. Sıradan hiç
değildir. Ucu bucağı, sonuçları hesap edilmiş bir vahşettir bu.
Zaten bu vahşetin kınanırken bile bir "ama" ile desteklenmesi de bu
kurguyu güçlendiriyor.
NE YAPACAĞIZ?
Hastane bombalandığında Diyarbakır'daydım. Gecenin geç saatinde
kaldığım otele gelen gençler beni haberdar ettiler. Kızgındılar ve
öfkeliydiler. İnen bombaları yüreklerinde hissediyorlardı. Şimdi
herkes soruyor: Peki ne yapacağız?
GÜÇLENMEK ZORUNDAYIZ
Arkadaşlar, sadece gösteri, yürüyüş ve sosyal medya tepkileriyle
bu...