Biz Müslümanlar iman edip ibadet etmekle her şeyin hallolduğunu
sanma hatasına düşüyoruz.
İman etmek, ibadetle ilgili görevleri yapmak elbette şart. O ferdi
sorumluluklar, ama mesele bununla bitmiyor. Varlığımızı, gücümüzü,
birlik ve beraberliğimizi de korumak zorundayız.
Kötülerin şerrine karşı donanımlı olmak da ibadetin bir parçası
değil mi?
Dua edelim elbette, ama fiili duamız -yani gayret ve tedbir-
olmazsa duamız niye karşılık görsün?
EKSİKLİKLERİMİZ VAR
Müslümanlar olarak rehavete kapıldık.
Etrafımızı imar ettik, ama kalplerimizi imar etmedik.
Nafile ibadete gösterdiğimiz önemi takva, ihlas, samimiyet,
komşuluk hakları ve yetim beslemeye göstermedik.
İnanç, ibadet ve ahlakın içinde var olan faziletleri öne
çıkarmadık.
Yüce Allah ile bağımızı güçlendirmeye çabalarken Allah'ın emaneti
olan kullara aynı engin anlayışı göstermedik.
KENDİMİZİ YENİLEMELİYİZ
Müslümanlar olarak çağın gerektirdiği teknolojik, stratejik,
bilimsel adımları atamadık.
Bunları konuşacağımıza faydası olmayan tartışmalarla senelerce
uğraştık.
Yıllarca başörtüsünü konuşmadık mı?
Yıllarca imam...