Bugünün gençleri hem şanslı hem de şanssız. Şanslılar, çünkü
ellerinin altında müthiş iletişim aygıtları var. Geçmiş günlerin
olumsuz yanlarını, yıllarını bilmiyorlar. Dar bir alanda değiller.
Bütün dünyayla iletişim imkânına sahipler. Bu işin bir yönü.
Şanssız oldukları yönler de var: Algı operatörlerinin ilgi
alanındalar. Aileden uzak olsun isteniyorlar. Yabancı kültürlerin
empozesi içindeler. Her gün yenisi kurulan yüzlerce inkârcı,
yabancı, yerli, paralı, parasız, kutsal tanımayan, her ahlaki
güzelliği karalamaya çalışan saldırganların hedef alanındalar
Gençlerden ayrı bir toplum oluşturmaya çabalıyor birileri.
İstiyorlar ki, dinini, ülkesini, inancını, ailesini inkâr eden ve
istenilen şekilde organize edilen bir gençlik olsun. Diliyorlar ki,
ateizm, deizm, Budizm, agnostisizm, septisizm, naturalizm ve
benzeri tartışmaların ağlarına takılsın gençler.
Dinlerini dine ait asli kaynaklardan değil, sloganlardan, sosyal
medyanın kirletilmiş ağlarından öğrensinler. Bu ağların hemen hemen
tümü, kötü niyetli, tahripkâr, saldırgan, algı oluşturan, hiçbir
inancı olmayan kişilerin elindedir. Gençlerin bu konuda
bilgilendirilmesi şarttır.
NAMUS ABİDESİ İSİM: HZ. MERYEM
Gençlerin şanssız oldukları bir diğer alan da dini bilgilenme alanı
oldu. Dini sorumluluğu olan bazı kişiler akla hayale ve insafa
sığmaz yorumlarda bulunuyorlar. Tüyleriniz ürperiyor. Hz. Meryem
gibi namus abidesi olan bir kutsal isim bile bu çirkince operasyona
malzeme edilebiliyor.
Allah, Meryem hakkındaki çirkin sözleri "bühtan", yani iftira kabul
ediyor (Nisa/156).
Kur'an "Meryem'i an" diyor (Meryem/16). Kur'an, Hz. Meryem'in
iffetini Hz. Muhammed'e (SAV) bildiriyor:
"İmran'ın kızı Meryem'i de an, ki o ırzını korumuştu." (Tahrim/12).
Kur'an, Hz. İsa'nın babasızlığına apaçık işaret ederken Hz.
Meryem'in ağzından iffetini ilan ettiriyor: