Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik. (Enbiya, 107)
De ki: Ey insanlar! Şüphesiz ben Allah'ın hepinize gönderdiği bir elçisiyim. (Araf, 158)
Sen sadece bir uyarıcısın. (Fatır, 23)
(Ey Muhammed) Sabırlı ol! Çünkü Allah güzel iş yapanların mükâfatını zayi etmez. (Hud, 115)
Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah'ın Resulü ve Peygamberlerin sonuncusudur. (Ahzab, 40)
De ki: Ey İnsanlar! Ben, Allah'ın sizin hepinize gönderdiği bir elçisiyim. (Araf, 158)
Nun. Kaleme ve yazdıklarına andolsun ki (Resulüm) sen, -Rabbinin nimeti sayesinde- mecnun değilsin. Hiç şüphesiz senin için bitip tükenmeyen bir mükâfat vardır. Sen elbette yüce bir ahlak üzerinesin. (Kalem, 1-4)
Ey bürünüp sarınan (Resulüm) kalk ve (insanları) uyar. Sadece Rabbini yücelt. (Müdessir, 1-3)
Her ümmet içinde kendi nefislerinden onların üzerine şahit getirdiğimiz gün, seni de onların üzerinde bir şahit olarak getireceğiz. (Nahl, 89)
Ey Peygamber gerçekten biz seni bir şahit, bir müjdeci, ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Ve kendi izniyle Allah'a çağıran ve nur saçan bir çerağ olarak (gönderdik) (Ahzab, 45-47)
Allah ve Resûlü bir meselede hüküm verdiği zaman, inanan bir erkek ve kadına artık o işte kendilerine göre (başka) tercih hakları yoktur. Kim Allah'a ve Resulüne karşı gelir (onlar tarafından verilmiş hükümleri beğenmez, kendi tercihlerine önem verirse kesinlikle o apaçık bir sapıklıkla sapmış olur. (Ahzab, 36)