Dün gibi hatırlıyorum. Antakya’da “San
Piyer” kilisesi...
Hıristiyanlığın en kutsal yerlerinden sayılan bu tarihi mekânda
Türkiye’yi iyi tanıyan Fransız meslektaşım Marc
Semo ile konuşuyoruz.
Marc o yıllarda “Liberation”da çalışıyor. Antakya’da bir
AB-Türkiye gazeteciler toplantısı için bir araya
gelmişiz. “San Piyer”in mihrabı, “altar”ı önünde konuya
giriyoruz.
“Altar”ın üzerinde iki harf
var; “alfa” ile “omega”...
“Alfa” yaşamın başlangıcını, “omega” sonunu temsil
ediyor.
AB müzakerelerinin açılmasına aylar kalmış.
Semo, müzakerelerin başlangıcı için saptanan “3 Ekim
2005” tarihinin de tıpkı “alfa”ve “omega” gibi
bir simge olduğunu söylüyor.
Sözü “simge tarihin” verildiği “17
Aralık 2004”e getirerek; “O zirvede AB
Türkiye’ye‘yeşil’ değil, ‘sarı’ ışık
yaktı” diyor:
“Cumhuriyet dışında bunun üzerinde o
zaman fazla duran olmadı. Ama (17 Aralık’ın
akabinde) sarı ışık güç kazandı. (Avrupa
anayasasını gömen) Fransa ve Hollanda referandumları ile
gelinen noktayı ‘sarı ışığın’ belirginleşmesi diye
özetleyebiliriz. Açık uçluluk kuvvetlendi. ‘Müzakereler açılır
ama süreç 10 yıl sürer!’ diyenler, şimdi 20 yıldan bahsediyor.
15- 20 yıl içinde Türkiye ne kadar değişir? Avrupa ne
olur? Göreceğiz...”
Tarihin girdabı
Zarların atıldığı tarihi 2005 yazındaki o buluşmada konuştuğum
İspanyol meslektaşım Hermann
Tertsch de “Hepimizi hazırlıksız
yakalayan ve çok büyük bir hızla hareket eden tarihin
girdabı içindeyiz” demişti:
“Sayısız soru ve cephe var önümüzde. Küreselleşme, Çin’in
yükselen gücü, ABD’nin yeni kimliği, Suriye, Irak, her
belirsizliğe gebe bir Ortadoğu, yükselen popülizm, Rusya’nın
neo- Stalinizme kayışı ve AB’nin kimlik bunalımı. Çok
güç, çok özel bir siyasi konjonktür ve çok özel bir tarihi
dönüm noktasındayız.”
Türkiye’yi aradan geçen 11 yıllık sürede Ortadoğu’ya savuran,
Avrupa’yı “Brexit”uçurumuna yuvarlayan o tarihin girdabı şimdi
bizi “omega”ya yönlendiriyor.
Bu yazıyı okuduğunuzda Avrupa Parlamentosu, Türkiye ile
müzakereleri dondurup dondurmamak kararını almış olacak. İşlerin
buraya gelmesi bile başlı başına bir “omega”, iflastır.