Sonuçları kameralara yorumlayan ilk lider
olan Selahattin Demirtaş;
barajı neden “kıl payı” geçebildiklerini anlatırken “Devasa bir
güce karşı, bir ahtapota karşı, sınırsız zorbalık, maddi
imkân ve devlet gücünü kullanan zorba bir anlayışa karşı
barajın üstünde kalmayı başardık” dedi.
Sözde “eşit koşullarda” yarışmak durumunda olan partilerin
karşısındaki gücü bundan iyi tanımlayan bir sözcük bulunamaz:
“Ahtapot”…
Yasal ve yasadışı her mecrada kolu olan “ahtapot”, iki seçmenden
birine ulaştı.
Yalnız HDP’yi değil, tüm muhalefet partilerini tıknefes
bıraktı.
“Reis”e destek mitingleri ile gündeme gelen Sedat
Peker’in, gizli oy kabininde AKP için (ceplerle çekilmiş)
fotoğraflı oy talep etmesi “ahtapot”un kollarına tipik bir
örnek.
Gazetelerde görmüşsünüzdür…
Peker, “sadakat nişanı gibi”, AKP’ye oy verenlerin kendisine
gönderdiği fotoğrafları Twitter’dan paylaşmış.
Peker’e yollanan fotoğraflarda AKP damgalı oy pusulalarının
üzerinde kimlik kartı veya oy kullananların şahsına ait “tespih”
misali özel eşyalar seçiliyor...
Kabine cep telefonu/fotoğraf makinesi sokmak, “seçmen iradesini
ipotek eden” tam bu yöntemlerin devreye sokulmasını önlemek
açısından yasak…
Ama yasak “ahtapotun kollarına” çalışmıyor.