Almanlar bugün sandık
başında.
Seçimlerin en akılda kalan olaylarından biri,
aşırı sağ AfD (Almanya için Alternatif) Partisi
liderlerinden Alexander
Gauland’ın, “Uyum
Bakanı” Aydan
Özoğuz’a “Alman kültürünün
ne olduğunu daha anlamamış, ona bunun
neolduğunu iyi anlatın ki bir daha
buralara gelemesin. Böylece Tanrı’nın
yardımıyla kendisini Anadolu’ya
gönderir,
başımızdan defederiz” demişti.
Alice
Weidel ile partinin eş-lideri konumunda
görünen siyasetçinin bu sözleri skandal
olmuş, “Gizli Führer, Nazi gibi
konuşuyor” yorumlarına yol
açmıştı.
Bugün sandıklar açıldığında Almanya’yı bekleyen
en büyük kâbus, işte bu profildeki bir partinin beklendiği üzere 3.
sıraya oturması olacak.
Kamuoyu yoklamalarına
göre Merkel’in Hıristiyan
Demokratlarının (CDU)
1., Martin Schultz’un
Sosyal Demokratlarının (SPD) 2. olması beklenirken, Liberaller
(FDP), sol kanattaki Linke ve aşırı sağ
AfD “3. sıra” için
yarışıyor.
Kamuoyu yoklamalarında yüzde 12-15 bandındaki
AfD, “3. parti” olmaya
en güçlü aday olarak görülüyor. Bu, 100’e varabilecek büyüklükte
bir milletvekili ekibi demek. Böylece II. Dünya Savaşı’ndan bu yana
ilk kez Alman Parlamentosu’na bu büyüklükte Nazi mirasçısı bir
parti girecek.
1930’lardaki
gibi
Tarihin garip tecellisi şu ki Almanya’da oy
kullanan Türklerin bir
kısmı, Erdoğan’ın da teşvikiyle,
bu Nazi artığı partiye oy verecek.
Erdoğan, Nazi benzetmeleri kullanarak esip
üfürdüğü Merkel’in partisi başta olmak üzere, koalisyon ortağı
Sosyal Demokratlara,
muhalefetteki “Yeşiller”e oy vermeyin
demişti. Bu şekilde Türklerin oylarını, aşırı sağ AfD ile aşırı sol
uçtaki Die Linke misali partilere yönlendirmişti...
Die Linke, malum... AKP’nin Türkiye’de
savunduğu değerlerle taban tabana zıt değerleri
savunuyor.
Beri yanda, “Nazi
pratikleri uygulayan Merkel’e oy
vermeyin” diyerek seçmenleri AfD’ye
yönlendirmek, yağmurdan kaçarken doluya tutulmak
oluyor.
AfD’nin bir numaralı ismi Alexander Gauland’ın
skandal açıklamaları,
sırf “Aydan Özoğuz’u
defetmek” temennisiyle sınırlı değil. O aynı
zamanda “Almanya’nın I.
ve II. Dünya savaşlarındaki
askerleriyle gurur duyması
gerektiğini” söyleyen biri. Araştırmalar
ayrıca, 4 yıl önce kurulan AfD’nin en güçlü olduğu kentlerin,
30’lardaki Nazizm destekçisi kentler olduğunu
gösteriyor.
Bu, partinin, gerek tarihi gerek coğrafi açıdan
Nazi geçmişle bir devamlılık çizgisi arz ettiğini
gösteriyor.