Bülent Arınç “cav
cav” konuştukça dünyanın kadın düşmanı listelerinde namı
yürüyor…
Belki hatırlayacaksınız. “Kadın iffetli
olacak. Mahrem-namahrem bilecek. Herkesiniçersinde kahkaha
atmayacak. Nerede öyle yüzüne baktığımız zaman yüzü hafifçe
kızarabilecek, boynunu öne eğebilecek
kızlarımız” sözleriyle yedi düvele haber olmuş;
İngiltere’den Independent gazetesi 2014
sonunda yaptığı “yılın en kadın düşmanı
siyasetçiler” listesine 3. sıradan Arınç’ı
yerleştirmişti.
İlk sırada kadın meslektaşına “Elini çabuk tut da
evlen!” diyen bir Japon siyasetçi vardı…
İkinci sırayı “Asansöre bindiğinizi ve bir kadının
üzerinize geldiğini düşünün. Sutyenini ve eteğini çıkarıyor,
sonra dışarıya bağırarak çıkıp onu taciz ettiğinizi
söylüyor” diye konuşan İspanya’dan Valladolid kentinin densiz
belediye başkanıLeon de la
Riva almıştı.
“2014 yılında bu siyasetçiler bu cinsiyetçi şeyleri gerçekten
söylediler!” başlığıyla yapılan “ibretlik
listeye” Arınç’ı da 3. sıradan dahil etmişlerdi.
Sonuçta dünyanın kadın konusunda dehşetle izlediği sayılı
siyasetçilerden biri oldu Arınç. Ancak umuru mu? “Bir kadın
olarak sus!” sözüyle bu yıl anlaşılan 1. sırayı kapmayı
düşünüyor.
Çünkü yaptığı son çıkış her açıdan skandal.
Sırf bir “kadın”ı değil aynı zamanda bir “azınlık
muhalefet milletvekilini” susturmaya çalışıyor.
Kadını konuşturma, muhalefeti sustur, dokunulmazlıklarını
kaldırarak icabında rakiplerini hapse tık. Bu dikensiz gül
bahçesinde sonra seçim yap! Adı “ileri demokrasi” olsun.
Oh ne âlâ! Herkesi kör, âlemi sersem sanıyorlar. Ama dünya izliyor.
Ne ki Ankara’nın umru bile değil.
Ruhani kadar yoklar
Çapları bu, bu kadar.
Baksanıza Arınç “bütün kadınlardan
özür dileyeceğine”, üste çıkıp üstüne şimdi “Cavcav
konuşan bir kadına had bildirdim” diye boy
ölçüşüyor.
Bu noktada artık dünyanın “kadına
karşı ayrımcılık” standartlarından haberdar olmadıklarını
düşünüyorum.