İtalya’da “Komiser Montalban” isimli fenomen bir dizi var.
RAI’da her sezon 5-6 bölüm yayımlanan dizi reyting rekorları
kırıyor.
Komiser Montalbano çünkü, karanlıkların aydınlığa kolayına
kavuşamadığı esrarlar ülkesi İtalya’da her daim suçluyu buluyor.
Zalimlerin yakasına yapışıyor, masumları kurtarıyor.
İtalyanlar da ekran karşısında “adalet” özlemlerini gideriyor.
Çekimler kaldıki mükemmel. Sicilya’nın Ragusa bölgesinde çekilen
dizi, Karayibleri andıran bir kıyı şeridinde cereyan ediyor.
Vaktiyle Kapadokya’ya düzenlenen bizim “Asmalı Konak” turları
misali Sicilya’ya bu nedenle özel “Montalbano turları” yapılıyor.
Montalbano’nun deniz kenarındaki evini görür görmez insanda hemen
Sicilya’ya giden ilk uçakta yer ayırtmak duygusu uyanıyor.
Bu mükemmel “kaçış” dizisi geçen hafta yayımlanan 2018’in ilk
bölümüyle, gene beklentileri boşa çıkartmadı ve bir “milli maç”
heyecanıyla izlendi.
Yazar Andrea Camilleri’nin kaleminden çıkan ve
ülkenin en sevilen aktörlerinden Luca
Zingaretti’nin can verdiği dizi, seçim kampanyasında
hiçbir lider ve seçim programının yaratmadığı ilgiyi yarattı.
Kampanya havası yok
TV’lerdeki adrenalini düşük seçim programlarından uzak kalmak için
gerçi Montalbano’ya gerek yok. İtalya’da yıllardır seçim
izlemişliğim var. Hiç bu denli ruhsuz bir kampanya görmedim.
Sokaklarda bir seçim yaşandığına inanmak için bin şahit ister…
Adaylar kampanyalarını internet üzerinden götürdüklerinden seçim
sloganlarına ve afişlerine yollarda, meydanlarda hemen hiç
rastlanmıyor. İnsanlar kahvelerde politika konuşmuyor...