Hürriyet’in “Cumhurbaşkanına sesleniyoruz”
başyazısına, Erdoğan “Kasımpaşalı
geçmişine” bir göndermeyle yanıt verdi.
“Bana gelip ‘sizin döneminizde 1’e 5 kazandım’ diyen sen
değil misin?” deyip ekledi: “Aydın Bey, ben
doğma büyüme Kasımpaşalıyım. Hakkın olmayanı öncekilerden aldığın
gibi bizden alamazsın. Bunu bilmen lazım!”
O an gözümde “amiral gazete” olduğu dönemde Hürriyet’in “RTE
karizmasını” bu Kasımpaşalılık üzerinden parlattığı günler
geldi.
Yıl 1998…
Ertuğrul Özkök, vaktiyle müthiş dümur olduğum için
unutmadığım “Kasımpaşalı
Haylazın Brando Olarak Portresi”
yazısını kaleme alıyor.
Kasımpaşalı Haylaz ve Brando!
“Hiç uçuk demeyeceksin! Yaranmak istediğin adaya iltifatın irisini
salla gitsin, pişman olmazsın!” kuralıyla yazılmış olan bu yazıyı,
“yalakalığın çerçeveletilecek örneklerinden biri olduğu için” için
saklamıştım.
Daha önce de burada birkaç kez yazdım.
Dönüm noktası
Erdoğan Türkiye’yi sarsan
“Minareler süngümüz” şiirini okumuş tam ve başı dertte; Fazilet’te
de Erbakan mı, Erdoğan mı tartışması
yapılıyor...
Hürriyet yazarları tartışmada bölünüyor...