İçinde yaşadığımız zamanın siyaset kodlarını çözümlemek için
kullanılan başlıca rehberlerden biri “Taht Oyunları/Game of
Thrones” isimli bir televizyon dizisi…
Dizide Aerys Targaryen adlı demir bir tahtta oturan, kafasının tası
attı mı, “Yakın hepsini/burn them all!” emirleri yağdıran bir “deli
kral” var…
Washington da son dönemde sıklıkla kendisinden “deli,
çatlak/madman” göndermesiyle bahsedilen Başkan
Trump, giderek işte bu Aerys Targaryen’e
benzetiliyor.
Başkan Trump için kullanılan “taht oyunları” alegorisini bu güz
başında ilk kez ABD Başkanı’nın, Kuzey Kore diktatörü Kim Jong-Un’a
nükleer programı nedeniyle yaptığı “Kuzey Kore’yi yerle bir
ederiz!” atarlanmasıyla duymuştum. Derken sonra “The Atlantic” ve
“Foreign Policy” gibi Washington’ın etkili siyaset ve dış politika
dergilerinde bu “madman stratejisi” hakkında art arda çarpıcı
değerlendirmeler çıktı.
Başkanın çevresi ve adamları anlaşılan, bir “deli adam teorisini/
madman theory” maksatlı biçimde teşvik etmekte, Beyaz Saray’da
“delidir ne yapsa yeridir” bir Başkan’ın oturduğu fikrini
işlemekte; bu Başkan’ın hiçbir “kırmızı çizgi” karşısında asla geri
durmayacağını, ABD’nin geleneksel diplomasinin çıtaları önünde
gerilemeyeceğini, dosta ve düşmana ilan etmekteydi.
Öngörülmezlik stratejisi
“Foreign Policy” Beyaz Saray’ın bu yeni öngörülmezlik stratejisine
ayırdığı bir yazıda, Trump’ın başkanlık kampanyasından beri bu
konuya takık olduğunu, kampanyada ısrarla “Bizim sorunumuz fazla
öngörülebilir olmak” diyerek yakındığını, “Her bir naneyi
anlatıyoruz. Oysa öngörülemez...