Çipras zaferinden çıkarabileceğimiz iki ders/mesaj var.
Birincisi “genel” bir demokrasi dersi…
Kısa aralıkla yinelenen seçimlerde, trafoya kedi, kaplan kaçmaz ve
ülkeye ağır gerilim stratejisi dayatılmazssa “siyasi tablo” nafile
hiç değişmiyor.
Seçmen, birkaç ay öncesinde ölçüp biçerek yaptığı “tercihini”,
gözden geçirmeye yanaşmıyor.
İstediği bir “koalisyon”sa, “hokus pokus” bunu, “tek başına
iktidara” çevirmiyor.
Olumsuz şartlar ve gelişmelere
rağmen SYRİZA lideri Çipras’ın
9 ayda kazandığı üçüncü seçim zaferinden “sol” adına çıkarılması
gereken spesifik mesaj da “olmazssa olmaz” bir “karizma
faktörü”…
Gereğinde her türlü tutarsızlık, geri adım ve U dönüşü affettirecek
“süper karizma” bir lider olmadan, iktidar yakalanamıyor.
Parti değil lider kazandı
Yunanistan’da tüm siyasi altüst oluşu dizginleyen tek etmen son
kertede sadece bu: Çipras’ın karizması oldu.
Yıl başındaki seçimlerde yüzde 36 oranında oy ile “Avrupa solu”na
başlangıçta yeni bir soluk getiren ve büyük bir ilham kaynağı olan
SYRİZA; geçen 9 ayda sürekli çalkantılar, hesaplaşmalar, ayrışmalar
yaşadı ve ağır darbe aldı.
“Troika”nın “Grexit” tehdidi ve de dayattığı kemer sıkma
politikaları yüzünden, partinin sol kanadından “ağır top” isimler
koptu gitti.
Troika ve Merkel Avrupası’na başta
“bayrak kaldırarak” iktidara sahip çıkan ve “isyanla özdeşleşen”
parti; bu isyanı, temmuz referandumunda zirveye taşıdıktan sonra;
tarihi U dönüşle geri adım atarak, kreditörlerin eskisinden de ağır
şartlarına boyun eğdi.