Yunan referandumuna saatler kaldı.
Teoride Yunanlılar… AB Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ve IMF’nin
dayattığı 25 Haziran’daki
son “kemer sıkma” koşullarını oylayacaklar ama çok
acayip olan şu ki o koşullar artık teknik olarak masada
değil.
Bu nedenle dünya televizyonlarının Atina’da mikrofon tuttuğu
insanlar; “Neyioyladığımızı artık
bilmiyoruz!” diyorlar.
Ortamı herkes çok büyük
bir “belirsizlikle” tanımlıyor.
Çipras’ın son anda şapkadan sürpriz olarak
çıkarttığı halkoylaması “popülizm için yapılan
referandumlara” dört dörtlük bir örnek oldu.
Belirsiz içeriği ve oldubittiye getirilen zamanlamasıyla tartışılan
oylamanın her halükârda hükümet üzerinde önemli siyasi sonuçları
olacak.
Çipras; Brüksel’e baskı kurabilmek(!) amacıyla
Yunanlıların “hayır” demesini istiyor. Sonuçlar hükümetin
dilediği doğrultuda çıkarsa; Başbakan Brüksel’de müzakerelere
kalınan yerden güçlenerek devam edeceğini söylüyor.
Aksi olur da “evet”ler kazanırsa…
Ne olacağı belli değil.
Maliye
Bakanı Varoufakis “evet” çıkması
halinde istifa edeceğini belirtti. Ama Çipras üstü kapalı
biçimde “anayasanın öngördüğü süreçleri yürürlüğe
koyacağını” ifade ediyor ki; bunun tam ne anlama geldiği
bilinmiyor.
SYRİZA’nın 5 aylık koalisyon hükümeti üzerine öyle ya da böyle
büyük bir meşruiyet gölgesi düşecek.
Bu yüzden gidişat Yunan kökenli bir sözcük
olan “kaos” ifadesiyle tanımlanıyor.