“Medeniyetler çatışması” AKP Türkiye’sinin alameti farikasına dönüşürken, Tunus’un AKP’si Ennahda, “Medeniyet İttifakı”nın farı olmaya hazırlanıyor. AKP Türkiye’si ile karşılaştırıldığında, Ennahda, çağdaş demokrasilerin duruşuna kat be kat yakın görünüyor. Nobel Barış Ödülü sivil toplum diyaloğu ile işbirliğini temsilen “Ulusal Diyalog Dörtlüsü” olarak bilinen, Tunus’un TÜSİAD’ı, DİSK’i ve Tunus’un insan hakları dernekleri ile barolar birliğine verildiğinde de bunu yazmıştım (Sağnak 17 Ekim 2015)… “Türkiye’de TÜSİAD ve sendikalar, insan hakları platformları, TBB’nin bir araya gelip teröre, kamplaşmalara, rejim krizine, siyasi istikrarsızlık ve kaosa dur dediğini, Cumhuriyetin en ağır bunalımından çıkış adına bir yol haritası sunduğunu düşünün... O yol haritasıyla tansiyonun düşürüldüğünü, sivil toplumda yakalanan “konsensüs” sayesinde AKP hükümetinin 7 Haziran sonrasında yapıştığı iktidar koltuğundan ayrılmayı kabul ettiğini, bir sonraki seçimlere kadar ülkeyi geçici dönemde bir teknokrat hükümetin yönettiğini ve bu gelişmeler sonrasında yapılan seçimlerin ‘normalleşen’ bir ortamda cereyan ettiğini hayal edin” demiş, Tunus’ta yaşananın özetle bu olduğunu belirtmiş, “AKP’nin Tunus versiyonu Ennahda’nın böylece ülkenin tek sahibi gibi davranmaktan vazgeçmek zorunda kaldığını” eklemiş, bizde “iktidar gaspı yapan AKP’nin aksine” Ennahda’nın (laik) Nida Tunus’la koalisyon kurabildiğini anlatmıştım. “Ulusal Diyalog Dörtlüsü”ne sonuçta Nobel bunun için verilmişti.