Merkezi Washington’da bulunan “Freedom House”un 2017 uluslararası basın özgürlükleri standartlarını belirleyen raporu çıktı. Türkiye’yi dünyada basın özgürlüklerinin en gerilediği ülke ilan eden rapora göre artık “yarı özgür ülkeler” kategorisinden de çıkıp dosdoğru “özgür olmayan ülkeler” arasına katılıyoruz.
199 ülke arasındaki incelemede 163. sıraya gerilemişiz. Çukurun en dibinde Kuzey Kore var. “Acımasızlığıyla” ün salmış Kim Jong Un’un vatanıyla rekabet etmemize sade 36 ülke kalmış. Bu 36 ülkelik engeli de selametle aşarsak en dibe vuracağız.
Birkaç gün önce de “Sınır Tanımayan Gazeteciler”in bir raporu yayımlanmıştı. Orada da keza gene “son 12 yılda 56 basamaklık düşüş kaydettiğimiz” duyurulmuştu.
Bir kez bu serbest düşüş başlamayagörsün.. 56 basamak gerileyen bir ülkeyi kim tutar? 36 basamak daha gerilemeye ne engel olabilir? Bir süre önce Türkiye’ye gelen ünlü tarihçi-yazar Timothy Garton Ash’in sözleri var aklımda. “Artık Türkiye’ye gitmek karanlığa doğru yolculuk etmek gibi!” demişti Garton Ash ve eklemişti: “En çok tutuklu gazeteci sayısına sahip ülkenin üzerinde tüyler ürpertici bir sis bulutu dolaşıyor!”
‘İtibarını onarmaya mı geldi?’
Dünyadaki imajı artık bu şekilde olan bir ülkeyi dışarda temsil etmek cüret ister. Cumhurbaşkanı Erdoğan şimdi böyle çok cesur bir şey yapıyor ve Rusya, Çin, ABD ve Brüksel’de sürdüreceği dünya turuna Hindistan’dan başlıyor.
Reis’e eşlik eden yandaşlara bakarsanız, Ankara’nın diplomasi atağının ilk ayağı olan Hindistan çıkarmasında “tüm ezberler bozulmuş”. Delhi’de Hintli gazeteciler yandaşlara “tek adam rejimi” filan gibi gerçeklerle ilgisi olmayan şeyler sormuş, ama bizim “dünya liderimize” eşlik eden medyamız sayesinde “Batı’nın bu menfur algı operasyonları” büyük ölçüde bertaraf edilmiş.
Aynı zamanda CB danışmanı olan İlnur Çevik örneğin; “Sabah yazarları olarak buraya gelip bazı yanlış algılamaları düzeltmek için bir atak yaptık ve yol aldık” diyor. Bununla yetinmeden ekliyor: “Türkiye nin dünya mazlumlarına kol kanat germesi, Mahatma Gandhi’nin fikirlerini yaşatması burada takdir görüyor!”
Ayağında çarık, çulsuz dolaşan ve bir lokma bir hırka felsefesiyle yaşayan Mahatma Gandhi ile “1150 odalı” Saray’dan yönetilen “yeni Türkiye”