Nilgün Cerrahoğlu Cumhuriyet Gazetesi

İran’da umut kazandı

İran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tahminlerin aksine ilk turda “şahin” Reisi’ye karşı cumhurbaşkanlığına ikinci kez çıkan “güvercin” Ruhani kazandı. “Güvercin”...

21 Mayıs 2017 | 174 okunma

İran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tahminlerin aksine ilk turda “şahin” Reisi’ye karşı cumhurbaşkanlığına ikinci kez çıkan “güvercin” Ruhani kazandı.
“Güvercin” derken şöyle anlatayım...
Ruhani bir yıl önce Roma’ya geldi...
Roma’nın en canlı ve en merkezi meydanlarından biri olan “Pantheon”da, İran Cumhurbaşkanı’nı en ağır ifadelerle protesto eden göstericiler ilgimi çekti önce.
Sabahtan akşama “Katil Ruhani’ye hayır!” sloganları atan muhalifler, bizzat geçtiğim meydanı İran’da hâlâ bugün dahi vinçlerle asılan siyasi mahkûmların feci resimleriyle doldurmuştu.
Bir İtalyan polisi ve de tek bir Ruhani koruması tarafından rahatsız edilmeden gün boyu protestolarını sürdüren muhaliflerden, son iki yıl içinde İran’da 2 bini aşkın insanın asıldığını ve Çin’den sonra dünyanın 2. “idam rekortmeni” olan ülkede, Ruhani’nin ölüm cezalarına, ket vurmak şöyle dursun, bunlara açıkça göz yumduğunu, bu nedenle son dönemde idam kurbanlarının “günde 3”e ulaştığını öğrenmiştim.

Ruhani’nin ‘edep kriterleri’
İkinci sürpriz, İtalya başkentinde İran devlet başkanının geçtiği her yerde “çıplak heykellerin giydirilmesi” oldu.
Ruhani’nin “edep kriterleri” adına, 2000 yıllık heykelleri giydirmekten çekinmeyen İtalyan protokolü, eşine benzerine rastlanmamış bir sansürle dünyada tiye alınmıştı.
İran’ın “açılımcı ve reformcu” devlet başkanı için (Mikelanj’ın büyük sanat şaheseri eserleri dahil olmak üzere!) tarihi binalardaki çıplak heykellere -şok... şok... şok- devasa karton kutuların geçirilmesi; İtalyan halkına “Yahu biz kendi evimizde, kendi sanatımıza ve tarihimize sahip çıkamayacak mıyız?” tartışması yaşatmıştı.
Küresel medyanın bugün “reformcu ve ılımlı lider” kontenjanından alkışladığı Ruhani gerçekte işte böyle biri.
Yabancı ülke sokaklarında kendisini en ağır sloganlarla protesto edenlere dokunmayacak kadar akılcı ve esnek bir reel politikacı, ama beri yanda kendi “TV’leri önünde çıplak heykellerle görüntülenmemek namına” başka uluslara sansür dayatmaktan kaçınmayacak dek müdahaleci.
Konu İran olduğunda, bunlar “siyasi pragmatizm” olarak görülüyor.
Beri yanda çünkü damardan “neo-Humeynici” bir aday, Reisi bulunuyor.
“Katliam Ayetullah”ı diye namlanan Reisi, geçmişte, İran Devrimi yıllarında savcıyken binleri değil, on binleri ipe çekmiş.
Ruhani’nin ortalama günde “3 idamla” durumu idare eden yönetimi, mevcut koşullarda “görece bir ilerleme” sayılıyor.
İran rejiminin “şahin”i ile, “güvercin”i arasında temel farklar bunlar.
Sandıkta yarışa giren iki aday da molla. İkisi de kavuklu. İbrahim Seyidi Reisi, Peygamber soyundan geldiği için kara kavuk taşıyor. Ruhani beyaz kavukla yetiniyor.
Bu seçimde önemli olan, son tahlilde kara yerine ak kavuğa itibar etmiş olan seçmenin mesajı: Milyar dolarlar basan ülkenin en önemli dini vakıflarından birini yöneten “kara kavuklu” Reisi; Ruhani’ye göre İslam devrimi ideolojisine yüklenen ve dini ağırlıkla kullanan (istismar eden!) bir aday oldu.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yeni Trump döneminin ‘anlatısı’ 17 Kasım 2024 | 92 Okunma Trump’ın dönüşü 10 Kasım 2024 | 63 Okunma ABD’nin ‘karanlık yüreği’ne yolculuk 03 Kasım 2024 | 72 Okunma ABD ‘Heil Donald!’ mı diyecek? 27 Ekim 2024 | 200 Okunma Faşizm nerede başlar? 20 Ekim 2024 | 96 Okunma