Ortadoğu’da istikrarsızlık yaşamayan tek
ülke vardı, o da İran’dı...
Mayıstaki son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde
“şahinlere” karşı ikinci dönem için gene
Ruhani kazanmıştı.
Bu, Trump’a rağmen, İran’ın
“dünyaya açılım” çizgisini sürdüreceği ve içerde
“reformculara” karşı baskıcı, yıldırıcı politikalar
uygulamayacağına dair yeni beklentiler, umutlar ve coşku
yaratmıştı.
Coşku çok kısa sürdü. Zafer kutlamaları
bitmeden ABD Başkanı Donald Trump’ın Ortadoğu’ya yaptığı ilk gezide
“Ruhani İran’ı” kılıç dansları arasında hedefe
oturtuldu.
ABD Başkanı kol kola girdiği Suudi Kralı
Salman’la İran’ı, Ortadoğu’daki bütün belaların
başı, “çıban başı” ilan etti. Ve tez elden
yalnızlaştırılmasını istedi.
Dünyanın tüm coğrafyalarında artık “yürüyen
bir badire” diye tanımlanan Trump, böylece Ortadoğu’da yeni
bir “şer ekseni” açmış oldu. Yıllardır İran’ı zaten hedef
olarak gören Suudi Arabistan rejimine böylelikle yepyeni bir
“yeşilışık” yakılmış oldu.
Savaşı bir süredir “İran topraklarına
taşıma” emellerinden söz etmeye başlayan Suudi yöneticiler,
bunun üzerine ABD Başkanı’nın bu açıklamalarıyla cesaret kazanarak
“Biz istedik bir göz, sen verdin iki!” havasına
girdiler.
Son on beş günde bölgeyi kıvılcım çakılsa
yakacak derecede geren bu baş döndürücü gelişmelerin üstüne İran
için verilen “yalnızlaştırma” komutuna uymayan ve üstüne
“Ruhani’yi zaferi için tebrik eden!” Katar’a,
derken bir de baktık bir abluka dayatıldı...
Baskı artacak
İran Parlamentosu ve Humeyni
türbesine yapılan dünkü çifte IŞİD saldırısı işte böyle bir ortamda
cereyan etti.
Kırk yıllık geçmişi olan İran Devrimi’nden bu
yana ilk kez “rejimin kalbini” hedef alan bu
kerte üst düzey bir saldırıyı gerçekleştiren teröristler, Ruhani’ye
muazzam bir darbe indirmiş oldular. 19 Mayıs Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinin “ılımlıların açık ara zaferi” ile noktalanan
serüveni, üzerinden ay geçmeden böylece geriye çevrildi.
CNN Türk’e konuşan Reuters muhabiri
Perisa Hafızi’nin bu bağlamda dikkat çektiği üzere
“Bu konu İran’da olayları karıştıracak. Devrim
Muhafızları güçlenecek ve baskı
artacak”tır.
İran’daki saldırıların ilk sonucu bu: Sandığı
“ılımlılara” yitiren Devrim Muhafızları’nın ellerinin
güçlenecek olmasıdır.