MADRİD - İspanya’da dört yıldır iktidarda olan merkez-sağ “Halk
Partisi” (PP) ile ana muhalefetteki sosyalistler (PSOE) arasında;
20 Aralık seçimleri ardından “büyük koalisyon” oluşturmak amacıyla
“istikşafi görüşmeler” başladı.
Görüşmeleri, seçimden ilk parti çıkmakla beraber hükümet kuracak
çoğunluğu olmayan PP lideri Başbakan Mariano Rajoy götürüyor.
Yazıya oturduğum saatlerde Rajoy hâlâ ikamet ettiği başbakanlık
sarayı Moncloa’da, sosyalist lider Pedro Sanchez’i kabul
ediyordu.
Görüşmelere girmeden önce saray kapısında gazetecilere poz veren
iki liderin yüzü ne var ki sirke satıyordu.
Yolsuzluklar nedeniyle TV’de Başbakan Rajoy’a “Şimdiye dek çoktan
istifa etmeliydiniz. Oturduğunuz koltuğu hâlâ işgal ettiğiniz için
siz şerefsizsiniz!” mealinde sözler sarf eden sosyalist lider
Sanchez’e “Eğer isterseniz beni yargıya götürürsünüz. Ama onuruma
laf edemezsiniz. Siz aşağılık bir zavallısınız” ifadeleriyle
karşılık veren Rajoy’un yarattığı şok hâlâ akıllarda.
Bir hafta öncesine dek böyle “şerefsiz!” ve “aşağılık bir zavallı!”
sözleriyle atışan liderlerin, bir şey olmamış gibi, şimdi, yan yana
oturması zor.
‘Déjà vu’ duygusu
Önce de yazdığım gibi İspanya’da sandıktan bir “7 Haziran tablosu”
çıktı.
Türkiye’de ilk kez 80 milletvekili ile Demirtaş’ın TBMM’ye girmesi
nasıl 7 Haziran’da iktidar partisinin tek başına hükümet kurmasını
engelleyen sonuç çıkardıysa; 350 millletvekili olan İspanyol
parlamentosuna ilk kez “anti-sistem partisi” Podemos’un 69 vekili
ile dalış yapması aynı sonucu yarattı... Bölünen oylar hükümet
kurmayı engelleyen parçalı bir yapı çıkardı.
Üçüncü parti olan ve seçimlerin tek galibi sayılan Podemos
dışındaki tüm partileri kontrpiyede bırakan sonuçlar; İspanya’da
benzeri görülmemiş bir belirsizlik başlattı.
“Ekonomik kriz”, “Katalan ayrılıkçılığı” gibi boş bırakmaya
gelmeyen sorunları olan ülkede belirsizlik ortamı; muhalafete oy
veren seçmenler dahil herkeste bizim 7 Haziran sonrasında görülen
bir “Ay biz ne yaptık?” bunalımı yarattı. Bu, “Eyvah! Şimdi ne
olacak?” kaygısı öyle tanıdık ki, 7 Haziran’ı yeniden yaşıyor
gibiyim...
Güçlü bir “déjà vu/ben bunu daha önce görmüştüm” duygusuna
kapılmama yol açan diğer neden, makul tek olasılık olan geniş
koalisyon önündeki engeller...
Başta da söylediğim gibi “istikşafi görüşmelere” giren liderler
birbirinden nefret ediyor. Bir iç savaş yaşamış olan İspanya’nın
siyasi kültürü, “gölge ve güneş/sol y sombra” diye ikiye ayrılan
boğa güreşi arenalarını andırıyor.
Arada “yarı güneş/yarı gölge” nüansları bulunmuyor... Ayrıca
bizdeki gibi “uzlaşma geleneği” de sınırlı... “Geniş koalisyonu”
malum nedenlerle bizde “sağ” sabote ederken; burada en çok
sosyalistler işbirliğinden kaçıyor.