İtalyan merkez
solunun Berlusconi sağı ile
gerçekleştirdiği “büyük koalisyon”, “kirli ortakla”
gerçekleştirilen koalisyona en tipik örnek.
Merkez sol, 2013-2014 aralığında Enrico
Letta başkanlığında Berlusconi sağı ile koalisyona
oturduğunda, medya patronu siyasetçinin rüşvet, yasadışı finansman
ve mafya ile ilişkiler gibi konularla ilgili davaları
sürüyordu.
Dün de anlattım…
2013 kışındaki son seçimde merkez sol Demokrat
Parti (DP) kıl payı bir fark yarattığı için tek
başına hükümet kuramamış, muhalefetin yükselen
gücü Grillo’nun 5 Yıldızı ile ortak iktidar
alternatifi yaratamamış; “erken seçim” ve de “Berlusconi ile
ortaklık” seçeneği arasına sıkışınca, “ilkeleri” birakıp Çizme’nin
kirli lideri ile koalisyona girmişti.
Uluslararası finans, sermaye çevreleri, Avrupa Merkez Bankası ve AB
tarafından da dayatılan bu tercih, “Berlusconi’den kurtulmak
amacıyla” merkez sola oy veren seçmeni kızdırmıştı.
İtalyan politikasının iki hâkim gücü arasında seçmenlerin sırtından
gerçekleştirilen, bu sebeple “büyük dümen” anlamında “grande
(inçuço) inciucio” deyimiyle anılan bu kirli ortaklık, Demokrat
Parti’de epeyce tartışma ve çekişmeye yol açtı.
2013-14 arasındaki “inçuço” parantezi bu meyanda DP’de bir liderlik
değişiminin de itişini oluşturdu.
Yeni meşruiyet inşaası
“Büyük koalisyonu” doğuran Şubat 2013 seçiminde istenilen başarıyı
elde edemeyen merkez sol lider Pier Luigi
Bersani, koalisyon polemiğine zaten girmeden istifa
etmişti. Büyük koalisyonla çakışan ara dönemde
nöbeti Epifaniisimli bir sendikacı
devraldı.
Berlusconi’nin kendisinin dışarda kaldığı ama en yakınlarının bakan
olarak görev aldığı Letta koalisyonunun sürdüğü bu 9 aylık dönemde,
merkez soldaki çok yıpratıcı hizip, liderlik ve kimlik tartışmaları
neredeyse hiç bitmedi.
2013 Aralık’ında Renzi’nin önseçimde yüzde 68 oyla parti
liderliğine nihayet geçmesi; fırtınayı yatıştırdı ve liderlik
konumuna yeni bir ivme getirdi.