“Gün büyük bir heyecan ve karmaşa içindeki şehre doğdu” diye
anlatıyor John Reed, Batı’da “7 Kasım”a denk
gelen; Rus takvimine de “25 Ekim” diye düşen Bolşevik Devrimi’nin
ertesi sabahını.
Olayları devrimin büyük tarih sahnesi “St. Petersburg”da yerinden
izleyen tek Batılı gazeteci olan Reed, o devirde “Petrograd” diye
bilinen başkentin atmosferini şöyle naklediyor:
“Her şey görünürde sanki alabildiğine olağan ve sakindi. İnsanlar
gece makul bir saatte yatmış, ertesi gün de işbaşı yapmıştı.
Dükkânlar ve restoranlar açık, tiyatrolar faaliyette, resim
sergilerinin ilanı durmaktaydı. Günlük yaşamın karmaşık ve savaş
zamanlarında bile monoton rutini, her değin olduğu gibi geçerliydi.
Sosyal organizmaların en büyük felaket anlarında dahi yemekten,
içmekten ve eğlenceden vazgeçmeyen bu dayanıklılığı inanılmaz.”
Sovyet Devrimi macerası Diane Keaton,
Warren Beatty ve Jack
Nicholson’un rol aldığı “Kızıllar/Reds” isimli Oscarlı bir
filmle ’80’li yıllarda, sonra ölümsüzleşen John Reed’in bıraktığı
bu müthiş sıra dışı gazetecilik mirasını unutmuştum.
Taa ki “Sovyet Devrimi”nin 100. yılını betimleyen “Project
1917/1917 Projesi” isimli bir siteye girene kadar...
Bunu daha önce de yazdım. “Devrimlere” alerjisi olan
Putin, dünyayı değiştiren Bolşevik Devrimi’ni
büyük vurgularla hatırlamak istemiyor. Bu yüzden Rusya’da “devrim”
şaşaalı törenlerden çok sergiler, konferanslar, açık oturumlar gibi
entelektüel aktivitelerle anılıyor. Tarihten ‘sosyal
medya’ya