Bundan on gün önce Çizme’nin önde gelen gazetelerinden birinde
(La Stampa) “Mercidabık” savaşı için koca “bir sayfalık” bir
değerlendirme gördüğümde şaşırmıştım.
Bizim ortaokul sıralarında okuduğumuz ve tarih kitaplarında
kaldığını düşündüğümüz 5 yüzyıl öncesinin savaşı nasıl olup da
bugün kelalaka bir gazetede böyle ansızın karşıma çıkmıştı?
“Halep yakınlarında Memluklulara karşı kazandıkları bu 1516’daki
zaferle Osmanlı bütün Ortadoğu’yu aldı. Savaştan sonra Arap
devletlerinin ortaya çıkması için dört asır beklemek gerekti” diye
başlayan yazı ekliyordu:
“Ortadoğu’dan niye bela hiç eksik olmuyor? Araplar uzun zamandır bu
soruyu kendilerine soruyorlar… Her şeyin kökeninde adını Suriye’de
Halep yakınında bir ovadan alan Mercidabık savaşı var. Orada bugün
de Esad vahşi bir dehşetle İslamcı isyancılara karşı savaşta.
Savaş, bazı coğrafyaları böyle kendisine mesken ediniyor. Oraya
yerleşiyor ve yüzyıllar sonra dahi aynı mekânları kanla suluyor.
Beş yüzyıl önce 24 Ağustos’ta tam, Mercidabık’ta Araplar için böyle
işte geri dönüşü olmayan bir tarih dramı yaşanmıştı...”
Özel seçilen tarih
Bu satırları okuduktan on gün sonra şimdi çiçeği burnunda “Fırat
Kalkanı” için “sosyal medyada” karşıma bu kez “Mercidabık
kutlaması” mesajları çıkıyor.
“Fırat Kalkanı Operasyonu için 24 Ağustos tarihi özellikle seçildi.
500 yıl önce bugün Cerablus’ta Mercidabık zaferi yaşanmıştı” diyor
bunlardan biri.
“Osmanlı ordusu Suriye’yi 24 Ağustos 1516 yılında fethetmişti.
Bugün 24 Ağustos 2016. Tam 500 yıl sonra Osmanlı torunları yine
Cerablus’ta” diyordu başkası...
Beş yüz yıl arayla gündem olan bu “Mercidabık” modasına ve sosyal
medyada yazılanlara bakılacak olursa; Cerablus’u basit bir “IŞİD
kovalamacası” olarak görmek mümkün değil.
“Mercidabık=Cerablus” bütün Ortadoğu’nun bir kontrol merkezi olarak
görülüyor. Bu kertede simge yüklü bir yeri mesken edinen savaşın
tesadüfen “500. yıldönümünde” Ankara’nın ileri sürdüğü “IŞİD’le
savaş” gerekçesine (bahanesine?) kimse inanmıyor.
“Fırat Kalkanı” şeklinde damgalanan operasyonu öncelikle “Suriye
sonrası”nın hesabının görülmesi olarak algılayabiliriz. Sembolik
düzlemde ise söz konusu operasyon “Ortadoğu’yu kimin/kimlerin
kontrol edeceği”nin bir savaşı. Başka deyişle son kozların
oynandığı en tehlikeli evredeyiz.
Neo-Osmanlılığın başlangıcı
Mercidabık’ın 500. yıldönümünü on gün öncesinden duyuran Stampa,
operasyon için bu kez de şu yorumu yaptı: