Artık yalnız Türkiye’ye ayar vermekle kalmıyor. Dünyaya meydan
okuyor: “Milli iradeye neden saygı
duymuyorlar?” diyor: “Milli
irade Erdoğan’ı yüzde 52 ile Cumhurbaşkanı
seçtiği halde, saygı duymadılar. Demokrasi anlayışınız bu mu? Niçin
yüzde 52’ye saygı duymuyorsunuz? Şu anda da yüzde 50 ile Türkiye’de
bir parti iktidar oldu... Tüm dünyanın saygı duyması gerekir. Hâlâ
bunu görmedim.” Önümüzdeki dönemin ana sloganı bu
olacak: “Milli iradeye saygı duyun!”
Erdoğan bu salvoyu daha seçim arifesinde tedavüle soktu.
Sandığa saatler kala altını çizerek, “Milli iradeye herkes
saygı gösterecek” dedi:“Çıkan neticeye bu milletin iradesidir
diyeceğiz. Milletin iradesine hep birlikte saygı
duyalım.”
7 Haziran’da süratle rafa kaldırdığı “milli irade
fetişizmini”, böylece AKP “zaferinin garantisini aldıktan
sonra” sil baştan devreye soktu.
Anket şirketlerinin bilemediği sonuçları anlıyoruz ki şimdi AKP
seçime günler kala saptamış. Bozdağ “319 vekil
alacaklarını” Davutoğlu’na günler öncesinde
müjdelemiş.
“Reis”in milli iradeyi yeniden baştacı etmesinin tam bu
zamanlamayla çakıştığını görüyoruz.
‘Güçlü lider’ arayışı
7 Haziran’da rafa kaldırılan “milli irade fetişizmi”, böylece
seçim öncesinden itibaren dolaşıma sokuldu.
Eleştiri yapan herkese bundan böyle: “Hop! Sen kimsin? Haddini
bil” denecek: “Kes sesini, otur, milli iradeye saygı
göster!”
Sadece iç muhalafete değil; dış dünyaya da her
parazitte “Yüzde 50 konuştu. Saygı duyun!” atarı
yapılacak.