Halet-i ruhiyeyi en iyi art arda vizyona giren filmler
anlatıyor…
Churchill’in dünyaya meydan okuyan “tek adam”lık
sınavı ile ülkesini Hitler’e karşı savaşa sokan
hamlesini anlatan, “En Karanlık Saat” bunlardan biri örneğin.
Beri yanda “tek adamlığa” mizahla yaklaşan iki film var:
“Stalin’in Ölümü” ve İtalya’da “Sono Tornato/Döndüm” başlığı ile
gösterilen “Mussolini’nin Dönüşü”…
Birbirinden farklı olan bu filmlerin tümü gerçekte ufukta yeniden
beliren “güçlü adam sendromu”nu sorguluyor.
Karşımızda Stalin’den
Mussolini’ye uzanan ve “Demokrasi, diğer rejimler
hariç en kötü yönetimdir” sözleriyle bilinen Churchill’den geçen
geniş bir yelpaze var.
Martta Türkiye’de de gösterilecek “Stalin’in Ölümü”nden geçen
yazımda bahsetmiştim. Bugün biraz da “Mussolini’nin Dönüşü”ne göz
atalım…
İlginç rastlantı, İtalyan asıllı yönetmen Armando
Iannucci’nin imzasını taşıyan “Stalin’in Ölümü”, bir
“diktatörün ölümü” ile başlıyordu.
Luca Miniero’nun “Mussolini’nin Dönüşü” ise
kurşuna dizilerek öldürülen ve Milano’nun “Loreta Meydanı”nda
ayaklarından tersyüz edilerek asılan “Duçe”nin… “öbür dünyadan
dönüşü” ile başlıyor…
Duçe ile selfie keyfi
Mussolini, günlerden bir gün Roma’nın en yoğun göç alan Esquilino
Mahallesi’nde, birden paraşütle inmiş gibi uyanıyor.
Etrafında top oynayan ve Roma aksanıyla İtaly...