Hollande Türkiye’de -heyhat- bizim hiç örneğini görmediğimiz bir
feraset ve feragat örneği vererek 2017 “başkanlık seçimlerine”
aday olmayacağını açıkladı.
Fransa’da da bu fazla sık yaşanmayan bir şey olmalı ki herkes
şaşırdı.
Hollande, Fransa’da ikinci dönem için cumhurbaşkanlığına adaylığını
koymayacağını açıklayan ilk devlet başkanı.
Adaylığının “solda birlik yaratmayacağına kani olduğunu”
açıklayan Fransa Devlet Başkanı, “bir sosyalist olarak solun
dağılmasına katkıda bulunmak istemediğini” belirtti.
Hollande’ın bu sözleri bir yandan “sorumluluk” ve “vakur devlet
adamlığı” örneği olarak algılanırken bir yandan da solun saklanamaz
çaresizliğinin neticesi olarak görüldü.
Yarış sağ ile aşırı sağ arasında
Sondajlarda popülaritesi yüzde 5-7’lere düşen Hollande’ın, her şeye
karşın cumhurbaşkanlığı seçiminde şansını denemeye kalkması halinde
Fransa solunu öngörülebilir bir hezimet bekliyordu.
Hollande’ın TV’de yeniden aday olmayacağını açıklayan çıkışından
bir gün önce Le Monde “Solun önden ilan edilen
intiharının güncesi/A gauche, chronique d’un
suicide annoncé” başlıklı bir yazı yayımladı.
Solun ilk turda yüzde 10’un altına düşmek riskiyle karşı karşıya
olmasının yanı sıra, genel seçimde de parçalanma olasılığıyla
karşılaştığını, bunun ağır bir badire olacağını söyleyen gazete,
başta Hollande olmak üzere önde gelen sol liderleri tablodan
gereken dersi çıkarmaya ve acilen birlik olmaya çağırdı.
“Tüm siyasi partiler ölümlüdür. Radikaller ve komünistler
panaromadan neredeyse yok oldular” diyen gazete, “Sosyalistler
de bu yolun yolcusu olmadan önce demokratik
sorumlulukları üzerinde düşünmeli. Ülkeyi sağ ve aşırı
sağın yarışına terk etmemek adına hangi ciddi önerileri
getirebileceklerini tartışmalı” değerlendirmesini yaptı.