Jason Goodwin Osmanlı
tarihi üzerinde sürükleyici kitaplar yazan bir Bizans-Osmanlı
uzmanı. “Ufukların Efendisi Osmanlılar/Lords of the Horizons”
kitabını elimden bırakamamış, çok büyük keyifle
okumuştum.
Tarihçi yazara “Türkiye’nin geleceğine nasıl baktığı”
sorulmuş…
Goodwin Türkiye’nin geleceğine büyük “korkuyla baktığını” not
ederek şunları söylüyor:
“Türkler 20. yüzyılda bir imparatorluğun çöküşünü kazasız
belasız atlattı ve istikrara kavuştu. Ama bugün çok ciddi
olarak, bir tek parti devleti olmak riskiyle karşı
karşıya.”
Sultanahmet saldırısına Türkiye’nin tepkisini de değerlendiren
yazar, “Türkler gerçekçi ve hatta siniktir” diyor ve
ekliyor:
“Türkiye’de hiç birşey açık değildir. Kimin, hangi saikle
hareket ettiğini anlamak zordur. Tarihi yarımadanın kendisi
gibi, Türk toplumu çok katmanlı ve karmaşıktır!”
Gizemli açıklamalar
Davutoğlu’nun Sultanahmet saldırıları ardından
yaptığı açıklamaları izlerken, tarihçi Goodwin’in sözlerini
hatırlamadan edemedim.
DAEŞ meğer “taşeron” ve “piyon” muş…
“Aldığımız bilgiler” diyor Davutoğlu, “Meselenin görünür
yüzünün dışında bazı önemli unsurlar ve perde arkası etkin
aktörler olabileceği kanaatimizi pekiştirdi. Artık
DAEŞ öyle bir örgüt ki bir piyon ve kamufle
edilebilecek bazı eylemlerin kullanılmasını sağlayan bir
ara örgüt, bir taşeron!”
Ne gizemli değil mi?
“Görünür yüz dışındaki unsurlar…”, “perde arkası
aktörler…”
“Taşeronlar”, “piyonlar”….
Sanırsınız roman senaryosu…
Ama hayır… Davutoğlu bu bilmece ifadeleri dünyada “Türkiye’nin
kalbine yapılan bir saldırı” diye tanımlanan Sultanahmet
eylemini anlatırken kullanıyor.
Paris’te onca IŞİD/DAEŞ saldırısı oldu. Bir yetkiliden bu kertede
esrarengiz bir açıklama işittiniz mi? Bu muamma ancak bize mahsus.
Goodwin’in tam dediği gibi: “Türkiye’de hiçbir şey açık
değil!”
Suruç, Diyarbakır, Ankara… Nasıl açıklığa kavuşamadıysa;
Sultanahmet de öyle olacak ve “piyonlar”, “taşeronlar”,
“perde arkası aktörler”in sisi ardında kalacak.
“Sis perdesi”nin etkili olması için her önlem
alındı. Medya karartması” uygulandı. Yetmedi…
Ertesinde “akademisyenler bildirisi” için linç
başlatıldı. Erdoğan, olay sonrası ilk
konuşmasında Sultanahmet’teki patlamaya 44 saniye ayırırken, imzacı
“karanlık aydın müsveddelerini” topa tuttu.
Cumhurbaşkanı’nın sözlerinin yankısı sürerken Sedat
Peker çıkıp “kanlarınızla duş alacağız”
sözlerini söyledi!
Yandaş basın gecikmeden “Sultanahmet saldırısı ve
akademisyenlerin bildirisi arasında bağlantı”
kurdu...
Soruşturmalar, gözaltılar, “karanlık” akademisyenlerin odalarına
çarpı koymalar derken… gündem-kamuoyunun tam da bam teli olan-başka
bir yöne kaydı ve Sultanahmet baş sayfadan düştü.