Kampanya” demeye bin şahit isteyen Türkiye’nin “seçim
kaosunda” kimsenin başka konularla ilgilenecek hali yok. Ama
dünya, dudak uçuklatan “Volkswagen -VW- depremi” ile
yıkılıyor. Belki gözucuyla olsun izlemişsinizdir:
Almanya’nın alameti farikası haline gelen araba şirketinin, ABD’de
emisyon testlerini bilerek ve sistemli şekilde manipüle ettiği
anlaşıldı.
Dünyada 11 milyon, ABD’de de 500 bin adet sattığı Diesel araçların
ürettiği zararlı gaz emisyonunun, ABD’de yapılan testlerde
olduğundan “40 misli daha düşük”gösterildiği
anlaşıldı.
Ama konu sırf “teknik” bir meseleden ibaret
değil...
Alman mükemmeliyeti, teknoloji uzmanlığı ve güvenilirliğinin
simgesi görülen; Almanya’nın 2. Dünya Savaşı’nı izleyen yıllardaki
gelişmesinin “biricik motorlarından” addedilen VW adının
bu sahtekârlık olayıyla “lekelenmesi”; sadece araba şirketi adına
değil, “Almanya markası” adına bir badire
sayılıyor.
VW olayı bu yıl “Alman marka değeri”nin aldığı ilk yara
değil.
Almanya şokta
İlk şok baharda Alpler’e
çakılan Germanwings uçağıyla
yaşanmıştı.
Lufthansa’nın “ucuz tarifeli yan
şirketi” Germanwings kazasında da, uçağı düşüren
pilotun “gözden kaçırılmaması gereken sorunları” olduğu
ortaya çıkmış; sağlık denetimlerinden sıyıran 27
yaşındaki “şizofren kaptan”ın, kontrolündeki uçağı 149
yolcusuyla beraber “bilerek” dağa çaktığı
anlaşılmıştı.