Son defa “İstanbul Sözleşmesi”nden bahsediyorum.
Bu sözleşme Avrupa Konseyi’nin, 1979 yılında BM’de kabul edilen ve “Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi” olarak sunulan CEDAW’dan esinlenerek hazırladığı bir metindir. Bu iki sözleşmeyi yansıtan düzenlemelerin taciz ve tecavüzü, kadına yönelik şiddet ve cinayeti önleyemediği, tam aksine geçimsizliklerin ve boşanmaların; daha da kötüsü kadın cinayetlerinin artmasına sebep olduğu görülmüştür.
Zaten aksi olamazdı.
Birey davranışlarını etkileyen dinamikler toplumdan topluma büyük değişim gösterir. Dolayısıyla hiçbir benzerliğimiz olmayan Batı toplumuna göre hazırlanmış bir düzenlemenin Türkiye’de olumlu sonuç doğurması eşyanın tabiatına aykırıdır. İstanbul Sözleşmesi’nde zikredilen “aile” terimi bile Türkçe metinde; bizim için kullanılmış bir ifadedir. Çünkü onlarda artık “aile” yo