Birleşmiş Milletler, 1945’te “dünyada barışı, güvenliği, adaleti korumak için” kurulmuş!.. Tabi bu kuranların iddiası.
Aslında İkinci Dünya Savaşı galiplerinin, bu üstünlüklerini devam ettirmek için kurdukları bir düzendir.
İlginçtir, “Birleşmiş Milletler” ifadesini ilk olarak Roosevelt; müttefik devletler (bugünkü BM’nin beş daimi üyesi) için kullanmış.
Yani “millet olmayı sadece savaşı kazananlar hak ediyor, geri kalanlar bu asil millete hizmet için var olan toplumlar”!..
Nitekim bu düzen 70 yıldır böyle yürümüyor mu?
190’a yakın BM üyesi devlet, bir hususta ittifak etse ama Amerika, İngiltere, Rusya, Fransa ve Çin’den sadece biri “hayır” dese bu ittifak çöpe gidiyor.
Üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi, “Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul” düzeniyle çalışan bir kurum.
BM Filistin’deki işgal ve zulmü hiç görmedi
Zaten, “savaşların tekrar etmemesi için” kurulan bu BM’nin bunu ne kadar başardığı ortada.
Ama savaşların nerelerde olduğuna iyi bakılırsa aslında BM’nin asıl amacını gerçekleştirdiği anlaşılır.
Çünkü Hristiyan batı dünyasında o günden bu yana savaş olmadı.
Güya bir hakem rolü üstleneceği söylenen BM, o yıllardan bu yana Filistinliler’in topraklarının işgal edilmesine ve muhatap oldukları görülmemiş zulme seyirci kalmayı bırakın, zalim ve işgalcileri himaye etmiştir.