Kin ve nefretinin esiri olan paralel örgüt mensupları, Sümeyye Erdoğan ve Selçuk Bayraktar çiftinin en mutlu gününü bile intikam duygularına alet etti.
Bir kere, hakkında uzaktan gazel okudukları organizasyon sazlı-sözlü bir düğün değil, Kuran tilavetiyle başlayıp dualarla biten bir nikah töreniydi.
Zaten istismar çabaları o kadar sırıtıyor ki, milyonların sevgilisi olduklarını iddia eden meşhurların, aynı gün yaptığı vur patlasın-çal oynasın türü düğünleri ve o gün uğurladığımız 8 şehidimize inat sosyal medyadaki şaşaalı kareleri ne hikmetse hiç görmediler.
Oysa şehitlere saygı sadece yöneticilerin yerine getirmesi gereken bir görev değil, her bireyin aynı ölçüde borçlu olduğu bir vefa duygusudur.
Ya sizin şehitlerimize saygınız?..
Peki, başkalarını asılsız algı operasyonlarıyla acımasız biçimde yargılayan sizler şehitlerimize nasıl saygı gösteriyorsunuz acaba?
Gerçi biz bunu Washington’da bizzat gördük.
Polis ve askerlerimize alçakça saldıran PKK’lı ve Ermeni teröristlerle omuz omuza vermiş, Türk heyetine saldırıyordunuz.
Hayatını terörle mücadeleye adayan ‘başkomutan’a utanmadan, “Terörist Erdoğan” diye bağırıyordunuz.
Hâlâ şehitlerimize saygıdan nasıl bahsedebiliyorsunuz?
Siz, şehitlerimize saygınızı, PKK’ya istihbarat desteği
vererek mi gösteriyorsunuz. Yoksa Kobani kalkışmasında vatandaşın araçlarını, paralel TOMA’larınızla PKK ateşine itekleyerek mi?..
Yoksa Emniyet içindeki militanlarınız marifetiyle plaka okuma sistemlerini devre dışı bırakarak teröristlerin polislerimizi şehit etmesini sağlayarak mı?..
Yoksa terör örgütü içerisindeki MİT görevlilerinin isimlerini Kandil’e servis ederek mi?
Yoksa paralel medyanın mürekkebninin son damlasına kadar terör örgütüne destek vererek mi?
Veya, hizmet aşkına ev ev dolaşarak “HDP’ye oy vermeyen cehenneme gider” tehditleriyle PKK şemsiyesine oy toplayarak mı?