15 Temmuz gecesi hain kalkışmanın daha yeni fark edildiği sıralarda kaleme aldığım, “Bu gece çok büyük hayırlara vesile olacak” başlıklı yazımda, “Bu gece Türkiye için bir milat olacak. Gerçek demokrasi yanlıları ile işgüzarlar net olarak ayrılacak” demiş, 15 Temmuz’un bir turnusol kâğıdı olacağını ifade etmiştim.
Tam da öyle oldu.
Dünkü dönüşüm, o gece başlayan sürecin sonucudur.
Çünkü 15 Temmuz, sinsi bir işgal ihanetinin suçüstü yakalandığı gecedir.
O gece yaşananlardan sonra iç ve dış ihanet şebekeleri çok daha netleşmiş ve bunlara karşı başlatılan milli mücadele bu sonucu ortaya çıkarmıştır.
Allah’ın bu millete bahşettiği bu ihsanı, “Kontrollü Darbe” saçmalıklarıyla izah etmeye kalkanlar, aslında kendi ihanetlerini ortaya koyuyorlar.
FETÖ hainleri ile işbirliği yapanlar, bu ihanet şebekesini kuran ve 40 yıl boyunca sinsice kucağında besleyen, şimdi de yardım ve yataklık yapan Türkiye düşmanlarıdır.
'Kontrollü Demokrasi' dönemi bitti
15 Temmuz’un sebep olduğu bu dönüşümde illa da bir “hikmet” arayanlar, “Onların bir planı varsa Allah’ın da bir planı vardır” Ayet-i Kerimesinde ve “Allah bu dini, facirlerin eliyle de güçlendirir” Hadis-i Şerifinde aramalıdır.
15 Temmuz’daki hain teşebbüs, Kurtuluş Savaşı’nda “yarım kalan” hain planlarını tamamlamak isteyen Haçlı ittifakının, bir asırdır ince ince işlediği “yavaşlatılmış işgal hareketi”nin “son adımı” idi.
Ama Kurtuluş Savaşında da 15 Temmuz’da da millet o hain planlara izin vermedi.
İşte 16 Nisan, Kurtuluş Savaşında ve 15 Temmuz’da sahada elde edilen zaferlerin tapu töreniydi.
Zira bu asil milletin elde ettiği bütün başarılar, bu vesayet düzeni içerisinde hep heba olmuş, kısa süre sonra millet yine sistemin kölesi durumuna dönmüştür.