Bütün tarafsız gözlemcilerin ittifak ettiği bir değerlendirme
var.
“Bu seçimleri son viraj olarak gören paralel yapı, AK Parti
dışındaki bütün partilerin yer aldığı bir ‘Erdoğan
Düşmanlığı’ cephesi oluşturmaya
çalışıyor...”
Nitekim, “Seçimden sonra CHP, MHP, HDP koalisyonu gündeme gelebilir” gibi akla ziyan formüller de bu zorlamanın ürünüydü.
Böyle bir koalisyonun gündeme gelmesi için önce koalisyona ihtiyaç duyulması gerektiğinden zaten yok hükmünde olan bir formül ise de iki ‘düşman’ ideolojiyi bile ‘bir araya getirebilen’ düşmanlığın seviyesini anlamak bakımından önemlidir.
Bu kin ve öfkenin etkisiyle bütün kriterlerini kaybeden ve “Ne olursa olsun, yeter ki AK Parti gitsin”e kilitlenen paralel yapının, boş vaatler dışında bir politika üretemeyen muhalefet partilerine ‘üst akıl’ hizmeti verdiği artık sır değil. Kameralara yansıyan işbirliği toplantıları, paralel medyanın yıkıcı propagandaları bu gerçeği bas bas bağırmaktadır.
Ayrıca, paralel yapının seçim hazırlığı da aynı stratejiyi sahaya yansıtmaktadır. Zira yapı, doğu ve güneydoğu ile İstanbul gibi Kürt nüfusun yoğun olduğu illerde firesiz HDP’yi destekleyecek diğer illerde ise en güçlü muhalefet partisine oy verecek. Yapı, muhalefete yoğun desteğinin yanı sıra ev ev dolaşan ‘ablalar’ sayesinde az sayıdaki seçmen tabanından kat kat fazla oy desteği hedeflemektedir .
Yıkıma destekte sınır yok...