Diyanet İşleri Başkanlığı ve Başkanı günlerdir bombalanıyor. Seçim maratonunun koşulduğu şu günlerde özellikle barajdan çıkmak için çırpınan bir partinin öncülüğünü yaptığı bu saldırıların sandıkla-seçimle hiçbir ilgisi olamaz. Çünkü, Anayasal bir kurumu kapatmak gibi, pratiği olmayan salvolardan oy çıkmaz.
Aleviler Diyanet’i eleştiriyor ama ortadan kaldırmaktan değil, hizmet almaktan bahsediyor. Peki o zaman, bu meydan okumaların amacı ne?
Yani tam bir, “Düğün değil, bayram değil...” vakası...
Başbakan Davutoğlu’nun, “Diyanet’i kapat emri yurt dışından geldi” açıklaması da bu saldırıların seçimle ilgisi olmadığını gösteriyor ...
Öte yandan paralel medyanın da son dönemlerde Diyanet’i ve Başkan Mehmet Görmez’i yıpratmak için her fırsatı değerlendirdiğini, hiçbir malzeme bulamazsa alakasız haberlere Görmez ve Mercedes fotoğrafları iliştirerek algı operasyonunu kesintisiz sürdürdüğünü görüyoruz.
Velhasıl, yoğun seçim atmosferiyle hiç de mütenasip olmayan bu savaşın başka bir sebebi olmalı...
Kritik nokta Paralelin, Diyanet ilişkileri...
Paralel yapı, her devlet kurumunda olduğu gibi Diyanet’te de teşkilatını kurmuştu ve istediği her şeyi alabiliyordu.
Ama ayrışma döneminden itibaren aynı ‘yakınlığı’ görmemeleri canlarını sıkıyordu...
İşte, sert uyarılardan savaşa kadar uzanan süreci özetleyen bazı ilginç anekdotlar...