Size ilginç bir hikaye anlatacağım. Hani Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Melih Altınok’un sorusuna “Anayasayı inşa edebilecek bir sayı yakalansaydı bugün durum çok farklı olurdu” şeklindeki cevabı, o meşhur “Doğan Yayın İlkeleri”yle yönetilenHürriyet’in internet nüshasında, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Dağlıca açıklaması: 400 milletvekili alınsaydı bunlar olmazdı” şeklinde yer almıştı. Bu fitne ateşi, hazır kıta bekleyen şer odaklarının da yardımıyla yayıldıktan sonra da bu “ilk kıvılcım”ı sessizce silivermişlerdi ya...
Bunun üzerine gazete önünde protesto eylemi yapılmış ve bu kalabalıktan ne idüğü belirsiz birkaç kişi taş atmıştı.
Bendeniz daha o anda, “Bu çirkin saldırıyı kınıyorum, sorumlular derhal cezalandırılmalı. En şiddetli eleştiriye evet ama en hafif şiddete hayır...” şeklinde tavrımı ortaya koydum.
Aman Allah’ım; ne saldırıymış!
Burada elbette “Hırsızın hiç mi suçu yok, bütün bunlara sebep olan o sorumsuzluğa ne demeli?” diye sorabilirsiniz. Nitekim iki gün sonra da olsa Hürriyet o ifadenin “yanlış” olduğunu kabul etti.
Zaten amaç hasıl olmuştu artık...
Gerçi onlar, yaktıkları bu fitne ateşinin sebep olduğu hasardan ve bu ateşi yakan hakkında ne işlem yaptıklarından ziyade, kapılarına atılan taşın hasar tespiti ile meşguldü.
Ve sonuç açıklandı!..
Meğer ne büyük bir saldırıya muhatap olmuşlar.